Müslüman bir erkeğin gayr-i müslim bir kadınla evlenebilir mi, şartları var mıdır. Yoksa muhakkak o kadının Müslüman mı olması lazım?
Dinimiz aile hayatına büyük önem vermiştir. Aile kurumu; dinî değerleri ve insaniyete layık sıfatları muhafaza, geliştirilip devam ettirme ve gelecek kuşaklara aktarma gibi önemli vazifeler icra eder. Aile kurumuna hem dünyevi hem de uhrevi hukukî geçerlilik kazandıran nikâh akdidir. Nikâh akdinin ise şartları Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamberin sünnetinde tafsilatlı bir şekilde yer almış, kimlerle evlenilip, kimlerle evlenilemeyeceği detaylı olarak açıklanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de, Müslüman olan kişilerin gayrimüslim olan kişilerle evlenmelerine bazı şartlar getirilmiş ve Müslüman bir kadın veya Müslüman bir erkeğin şirk koşan yani müşrik olan kşilerle evlenemeyeceği vurgulanmıştır. Ayet-i Kerime’de “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Şundan emin olun ki imanlı bir câriye, sizin hoşunuza gitse de müşrik bir hür kadından iyidir. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle de kadınlarınızı evlendirmeyin. Şundan da emin olun ki imanlı bir köle, sizin hoşunuza gitse bile müşrik bir hür kişiden daha iyidir. Onlar insanları ateşe çağırırlar, Allah ise izni ile cennete ve bağışlanmaya çağırır, gerektikçe hatırlasınlar diye insanlara âyetlerini açıklar.”[1] buyrularak bu mesele açık bir şekilde izah edilmiştir. Bu mesele haricinde kalan ehl-i kitap diye bahsedilen Hristiyan ve Yahudi kimselerle evlenme konusunda ise erkek ile kadın ayrı olarak ele alınarak izah yapılmıştır. Ayet-i Kerime’de “Bugün size iyi ve temiz nimetler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helâldir; sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Gayri meşrû ilişkide bulunmak veya gizli dost tutmak şeklinde değil de meşrû bir nikâhla evlenmek şartıyla mümin kadınlardan iffetli olanlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar -mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helâldir. Kim inanmayı reddederse ameli kesinlikle boşa gider. O, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır.”[2] Buyrulmasıyla Müslüman bir erkeğin ehl-i kitaptan yani Hristiyan ve Yahudi bir kadınla evliliğine izin verilmiştir. Her ne kadar böyle bir izin var ise de hem aile hayatının hem toplumsal hayatın hem de gelecek nesillerin manen sıhhati düşünülerek eş seçiminde Müslüman hanımların öncelikli tercih edilmesi aile hayatının uyum ve birlikteliği açısından daha uygundur.
Fakat müslüman bir kadın müslüman olmayan bir erkekle evlenemez. Bu noktada Diyanetin izahı şöyledir:
"Müslüman bir kadının müşrik ve dinsiz erkeklerle evlenemeyeceği Kur’an-ı Kerim’de açık bir şekilde vurgulanmıştır: “... İman etmedikleri sürece, Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de iman eden bir köle ondan daha hayırlıdır.” (Bakara, 2/221).
Müslüman kadınların Ehl-i kitap erkeklerle evlenmesi konusunda ise; İslam âlimleri, Mekke’den Medine’ye hicret edip gelen kadınlar hakkında nazil olan Mümtehine suresinin 10. ayetinden hareketle, Müslüman bir kadının, gayrimüslim erkekle evlenemeyeceğini ifade etmişlerdir (Bkz. Cassâs, Ahkâmü’l-Kur’ân, V, 328-331; Kurtubî, el-Câmi’, XX, 419).
Günümüze kadar İslam bilginleri arasında Müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evlenemeyecekleri konusunda herhangi bir görüş ayrılığı olmamış, aksine bu konuda icma oluşmuştur."(Din İşleri Yüksek Kurulu)