Soru

Mirac Gecesinde Süt İçmek Sünnet midir?

Mirac gecesinde/kandilinde süt içmek sünnet olduğuyla ilgili bir şey duydum. Bu bilginin sahihliği nasıldır? 

Tarih: 27.01.2025 01:48:23

Cevap

Başta İmâm Buhârî (ra.) (Sahih-i Buhârî 3394 Numaralı Hadîs-i Şerif)  ve Müslim (Sahih-i Müslim 162 Numaralı Hadîs-i Şerif) olmak üzere birçok muteber hadîs âlimi eserlerinde Mirac Gecesinde Peygamberimiz (a.s.m.)’a süt, bal ve içki takdim edildiğini ama Peygamberimizin (a.s.m.) sütü tercih ettiğini bize haber vermektedirler.

Hadisin metninde de geçtiği gibi; Peygamberimiz (a.s.m.) sütü tercih edince, Cebrâil (a.s.) “Fıtri olanı (yani yaratılışa uygun olanı) seçtin.” demiştir.

İmam Muhyiddin En-Nevevî Sahih-i Müslim şerhi olan el-Minhac adlı eserinde Peygamberimiz (a.s.m.) fıtri olanı seçtin sözünü şöyle izah etmiştir: Yani sen İslâm ve istikamet alâmeti olanı seçtin. Burada süt iyi akıbete, temizliğe, paklığa ve kolaylığa alâmet yapılmıştır. İçki ise bütün kötülüklerin anası ve hal-i hazırda ve en sonda şerrin her çeşidini kendisine çeken kötülüktür. (bir âlettir).[1]

Bu hadislerden anlaşılan şudur: O gece Peygamberimiz (a.s.m.)’a bazı hikmetlere binaen seçenekler sunuldu ve Peygamberimiz (a.s.m.) onlardan birini tercih etti. Bu fıtri ve temiz olana bir alâmetti. Yoksa o geceye has olarak "Peygamberimiz (a.s.m.) miraca çıktım. Böyle kutsi bir yolculukta süt içilir" diye bunu içmemiştir. Dolayısıyla bu gece süt içmek sünnettir denmez. Ama Peygamber Efendimize (a.s.m.) tabi olmak niyetiyle içilmiş olsa, elbette sünnet sevabı da umulur. 

Peygamberimiz (a.s.m.) bu gecede gördüğü ve bize anlattığı bazı hadiselerle, hayırlı ve güzel olana teşvik ederken, bazı kötü manzaraları bize anlatıp kötülükten sakındırmıştır.

Bize düşen bunlardan hakkıyla ders alıp yaşamaktır. Bu geceyi Kur’ân tilaveti, evrâd ve ezkârla ve iman hakikatlerini anlamaya çalışarak ihyâ etmektir.

Yiyecek ve içecekler toplumdan topluma göre değişir ve herkes bulunduğu toplumda olan yiyeceklerden yer ve içer. Peygamberimiz (a.s.m.)’ın da hali budur. Özellikle tüketmemizi istediği ve faydalarından bahsettiği yiyecekleri tüketmek Peygamber tavsiyesine uymak noktasında amelî yani fiilî bir sünnettir. Bu tavsiyelere elimizden geldiğince uymalıyız. Her hal ve hareketimizde Üsve-i Hasene yani bizler için güzel bir örnek olarak gönderilen kâinatın Sultanını kendimize rehber etmeliyiz.

Son olarak, Sünnet-i seniyeye uymak hususunda Bedîüzzamân Hazretlerinin şu veciz ifadesini alıyoruz:

“Bahtiyar odur ki, bu ittibâ‘-ı sünnette, hissesi ziyâde ola. Sünnete ittibâ‘ etmeyen, tenbellik ederse, hasâret-i azîme; ehemmiyetsiz görürse, cinâyet-i azîme; tekzîbi işmâm eden tenkîd ise, dalâlet-i azîmedir.”[2]

Yukarıdaki orijinal metinden bizim anladığımız kısa bir izah şu şekildedir:

Ne mutlu o insana ki, Peygamber Efendimiz (a.s.m.)’ın sünnetine uymakla aldığı sevap hissesi ziyade ola.

Eğer sünnete tabi olmak istemeyip bunu tenbel olduğu için yapıyorsa büyük bir zarara girmiştir.

Tenbellikten ötürü değil de ehemmiyetsiz gördüğü için sünneti terk etmişse, büyük bir cinayet işlemiş gibi hata etmiştir.

Bunlardan birisi değil de daha fenası olan “bu zaman da böyle şeylerin ne kıymeti var, hangi asırda yaşıyorsun, Peygamber sadece bir postacıydı (haşa) bize sadece Kur’ân yeter, ondan başkası asla kabul edilmeyecektir gibi bir söz söylüyorsa, işte en büyük sapkınlığa düşenler bunlardır.


[1] İmam Muhyiddin en-Nevevî, el-Minhac

[2] Lem’alar, Hayrât Neşriyat, s. 61.


Yorum Yap

Yorumlar