Filistin, Suriye, Arakan ve dünyanın dört bir yanında zulüm gören Müslüman kardeşlerimiz var. İman, Kuran davasını sahiplenmemek, tembel, gayretsiz şevksiz davranmak, rahatını lüksünü düşünmek; keyif peşinde koştuğu kadar Allah rızası için, hizmet için koşturmamak bu mazlum kardeşlerimize karşı mesul olmamızın sebepleri arasında sayılabilir mi? Yarın mahşer gününde bu kardeşlerimiz bizden hak dava ederler mi? 

Saymış olduğunuz maddeler için mesuliyet yoktur diyemeyiz. Bunlar müminler için mesuliyettir. Eğer bunların mesuliyeti biliniyorsa sorumluluk daha da fazladır.

Müslüman, bir kötülük gördüğünde  eliyle düzeltebiliyorsa düzeltmeye çalışacak.  Bunu yapamıyorsa diliyle düzeltmeye çalışacak. Bunu da yapamıyorsa  kalbiyle buğz etmelidir. Bazı alimler de şöyle bir mana vermişlerdir.

El ile düzeltmek devletin vazifesi,

Dil ile düzeltmek alimlerin vazifesi

Kalb ile düzeltmek de halkın vazifesidir.

Usule riayet etmek şartıyla; zülmün, haksızlığın vb. gibi durumlarda bir insanın elinde gelebilecek bir imkan var ve yapmıyorsa mesul olur.

Müminler en azından dua edebilirler. Maddi imkanları varsa yardım yapabilirler.