Kur’ân, meleklere imanı açıkça imanın temel esasları arasında sayar:
Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene îmân etti, mü'minler de! Hepsi Allah'a, meleklerine, kitablarına ve peygamberlerine iman ettiler...1
Bu âyete göre meleklere iman, Allah’a iman, kitaplara iman ve peygamberlere iman ile birlikte anılır ve İslâm inanç esaslarının temellerindedir.
Rabbimiz, Meleklere iman etmemenin küfür alâmeti olduğunu şu âyetle bildirir:
Kim de Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve âhiret gününü inkâr ederse, o takdirde doğrusu(haktan) uzak bir dalâlet ile sapmış olur.2
Bu konuda Peygamber (sav) ise şöyle buyurmaktadır:
“İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kadere iman etmendir.”3
Meleklere iman İslâm akâidinin temelini oluşturur. Nitekim Peygamber (sav) vahiy Cebrail (as) aracılığı ile getirilmiş, Azrail (as) can almak ile görevlendirilmiş ve nice görevli melekler kâinatta faaliyet yapmaktadır. Hadisiz evliya ve asfiyada onların varlığını bizzat müşahede etmişlerdir.
Bu konuda Bedîüzzamân Hazretleri şöyle demektedir.
Melâikenin vücûduna ve rûhânîlerin sübûtuna ve hakîkatlerinin vücûduna biricmâ‘-ı ma‘nevî ile, ta‘bîrde ihtilâflarıyla beraber, bütün ehl-i akıl ve ehl-i nakil bilerek bilmeyerek ittifâk etmişler, denilebilir.4
Yani meleklerin varlığına tüm ehl-i İslâm ittifak ederek, katidir demişlerdir. Bu bağlamda değerlendirdiğimiz zaman, bütün bunlar meleklere imanın ne kadar kuvvetli bir temel inanç esası olduğunu göstermektedir. Böyle sağlam temellere dayanan bir inanç meselesini kabul etmeyen kişinin o dine gerçekten inanıyor olması da mümkün değildir.
Bakara 2 / 285
Nisa 4 / 136
Müslim, İman, 1
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 187.