Soru

Medrese-i Yusufiye Ne Demektir? Neden Hapishaneye Medrese-i Yusufiye Deniliyor?

Medrese-i Yusufiye ne demektir ve nasıl bir ortamdır? Hapis ortamından nasıl medrese ismine layık oldu? Hz. Yusuf (asm) nasıl ortamı değiştirdi izah edebilir misiniz?

Tarih: 24.02.2025 14:06:12

Cevap

Peygamberlerde bulunması geren beş sıfattan birisi ve birincisi tebliğdir. Hz. Yusuf (asm) hapse girdiği andan itibaren peygamberlik vazifesi gereği hapishane arkadaşlarına tebliğde bulunmuştur. Peygamberlerin sadakatleri, doğrulukları, ahde vefaları insanlara güzel davranmaları ve ibadetlerine düşkünlükleri belli başlı özellikleridir. Hz. Yusuf (asm) da hapishanede bulunduğu süre içerisinde bu güzel ahlakı ile zindanı bir gül bahçesine çevirmiş, adetâ hapishane bir medrese, mahkûmlar birer talebe, Hz. Yusuf da bir müderris (hoca) hükmüne geçmiştir.

Hz. Yusuf, zindana girdiğinde Cenab-ı Hakk'ın varlığı ve birliği hakkında ikna edici konuşmalar yapmış, hapishane arkadaşlarına vahdaniyet (Allah’ın varlığı ve birliği hakkında ilmi) dersler vermiştir.

“Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı olan birçok ilahlar mı hayırlıdır; yoksa Vâhid (bir olan), Kahhâr (her dilediğini kahretmeye muktedir olan) Allah mı? O’nu bırakıp tapmakta olduklarınız, sizin ve atalarınızın onlara taktığı bir takım isimlerden başka bir şey değildir! Allah, onların hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allah’ındır! (O, size) kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte doğru din budur; fakat insanların çoğu bilmezler.” [1]

Malumdur ki ilimlerin en azizi (üstün olanı) marifetullah (Allah’ı tanıma ve tanıtma) ilmidir. Hz. Yusuf (asm) zindanda her şeyden önce yanlış ve batıl inançları ortadan kaldırmaya ve tevhid inancını yerleştirmeye gayret etmiştir.

Hz. Yusuf (asm) hapiste cömertliği ile kalpleri feth etmiştir. Doğru sözlülüğü, vakarı ve güvenilirliği karşısında insanlar kendisine hayran kalmıştır. Ayrıca ibadete düşkünlüğü, rüya tabirini bilmesi, hapistekilere ihsanda bulunması, has­taları ziyaret etmesi, onların haklarına riayet etmesi mahkûmların Hz. Yusuf’a gönülden bağlanmasına vesile olmuştur. [2]

Hz. Yusuf (asm) verdiği hikmetli nasihatlerle ibretli hikâyelerle kendi hayatından tefekküre sevk eden derslerle hapishaneyi bir eğitim yuvasına dönüştürmüştür. Hz. Yusuf hapiste umutları kesilmiş, bela ve sıkıntıları alabildiğine artmış mahkumlara bir ümit ışığı olmuştur. Onlara “Sabredin size müjdeler olsun, mükâfatınızı alacaksınız” diye teselliler vermiştir.

Mahkûmlara kendisini “Ben Allah'ın seçkin kulu Yakub'un oğlu Yusuf’um. Benim dedem İshak'tır. Onun da babası Allah'ın Halil'i İbrahim'dir”[3] diye tanıtan Hz. Yusuf (asm), kokuşmuş hapishane duvarlarını bir ibadethaneye çevirmiştir. Kalpleri şirkten arındırdığı gibi bedenleri ve hapishaneyi de kirden arındırmıştır. Öyle ki bi­risi zindandan çıktı mı tekrar Yusuf (asm) ile birlikte olmak için zindana geri ge­ldiği kaydedilmiştir. Gardiyanlar da Hz. Yusuf’u (asm) gönülden sevmiş, onun huzur ve sekinet içerisinde yaşaması için ellerinden geleni yapmaya gayret etmişlerdir.[4]

Hz. Yusuf (asm) gibi haksız yere zindanlara düşen Bediüzzaman Hazretleri misal bir kısım âlimler, Hz. Yusuf'a atfen hapishaneye Medrese-i Yusufiye (Yusuf'un medresesi) demişlerdir. Onlar da hapishaneleri birer medreseye ve ilim merkezine çevirmişlerdir. 

[1] Yusuf Suresi, 12/ 39-40

[2]  Ebu’l-Fida İsmail İbn Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, Çağrı Yayınları: 8/4067-4068

[3] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkâmi’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 9/285

[4] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkâmi’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 9/286


Yorum Yap

Yorumlar