RİSALE-İ NUR

17.08.2025

9

اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖی مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ "Ayetindeki لَهُمْ ün Takdîmi, Hasrı İfade Etmesi

اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖی مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ Ayetteki لَهُمْ ün takdîmi hasrı ifade ettiğinden... (İşârâtü'-İcaz, s:202)." Burada takdimi ve hasrı şerh eder misiniz?

* *

*** ***

11.09.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Bediüzzaman Hazretleri'nin soruda bahsedilen ifadeleri şöyledir;

(لَهُمْ) ün takdîmi hasrı ifade ettiğinden, beynennâs cennetin onlara tahsîs kılındığına; ve dolayısıyla ehl-i nârın da perişan hâllerini onların gözleri önüne getirmeye sebeb olduğuna delâlet eder ve bu i‘tibârla cennetin lezzeti artar. Kıymeti tezâhür eder.[1]

Takdim: Hakkı tehir olan bir lafzı öne almaktır; tehir ise, anlam bakımından önde olan bir lafzı sonraya bırakmaktır.[2] Hasr ise Sözlükte “kuşatmak, kısaltmak, daraltmak, sıkıştırmak, hapsetmek, menetmek” gibi anlamlara gelen hasr kelimesi belâgat yönünden bir îcâz ve tekit türü sayılır. Belâgat kitaplarında buna hasr veya kasr denilmekle birlikte bu kelimelerin yerine ihtisas ve tahsis tabirlerinin kullanıldığı da görülür.[3]

Hasrın çeşitlerinden biri de cümledeki öğelerin sıralanmasında sonra gelmesi gerekeni öne geçirmek (takdim); haberi mübtedâya, mâmullerini fiile takdim etmektir.[4] Takdim yoluyla hasr önemseme, itina, ihtimam, tekit, takrir, teşvik, hatırdan çıkarmama, hoşlanma, nefret ve teberrük amacıyla yapılır.

Buna göre;

“وَبَشِّرِ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ” yani “İman eden ve iyi işler yapanlara, kendileri için zemininden ırmaklar akan cennetler bulunduğu müjdesini ver. [5]

Ayetinde “اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ” ifadesinde “لَهُمْ” kelimesi öne alınmış yani takdim yapılmıştır. Arapça cümle yapısında olması gereken klasik kullanıma göre “ لَهُمْاَنَّ جَنَّاتٍ ” olması gerekirdi.

Ancak Rabbimiz “لَهُمْ” kelimesini öne alarak yani takdim yaparak önemseme, itina, ihtimam, tekit, takrir, teşvik, hatırdan çıkarmama, hoşlanma manalarını murad ederek cennetin ancak cennet ehline has, özel olduğuna vurgu yapmıştır. Bu takdim ile aynı zamanda zıtların birbirlerine işaret etmesi cihetiyle cehennem ehlinin hallerini anlamalarını ve görmelerine vesile olunmaktadır. Böylece cennet ehli, cehennem ehlinin halini müşahede ederek cennetin kıymetini anlamakta cennetin lezzeti artar ve kıymeti tezahür eder.

Hasr ve takdim için detaylı bilgi için bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/takd%C3%AEmiyle-hasri-ifade-eden-%D8%A8%D9%90%D8%A7%D9%84%D9%92%D8%A7%D9%B0%D8%AE%D9%90%D8%B1%D9%8E%D8%A9%D9%90-kelimesi#_ftn2


[1] Bediüzzaman Said Nursî, İşaretü’l İ’caz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 201

[2] İbn Fâris, Ebû’l-Huseyn, Ahmed b. Fâris b. Zekeriyya, es-Sahibî fi Fıkhi’l-Luga, (Thk.: ‘Umer Faruk et-Tebbar), Mektebetu’l-Mearif, Beyrut, 1993, s. 244.

[3] Celâleddin es-Süyûtî, el-İtḳān fî ʿulûmi’l-Ḳurʾân, I-II, Kahire 1318, s.2, s. 49

[4] Hatîb el-Kazvînî, el-Îżâḥ, Bağdad, ts. (Mektebetü’l-müsennâ), c,1, s.122

[5] Bakara, 2/25


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız