Sahabeler

18.12.2025

2

Hz. Peygamberin (sav) Abdullah İbn Ümmi Mektum'a Yüzünü Ekşitmesi

Abdullah İbn Ümmi Mektum'un (ra) ısrarla, çok defalar Hz. Peygambere talepte bulunduğu doğru mudur? Abese suresindeki ayetlerin iniş kıssası nedir?

20.12.2025 tarihinde cevaplandı.

Cevap

Biz kaç defa uyarıldığı ile ilgili bir bilgi bulamadık. Ancak Asım Köksal'ın İslâm Tarihinde "isteyip durmaya başladı." ve "isteğini çoğaltınca" şeklindeki ifadelerin Hazreti Abdullah İbn Ümmi Mektum'un (ra) o an ısrarla, çok defalar istekte bulunduğunu çağrıştırmaktadır. Kıssa şöyledir:

Bir gün Sevgili Peygamberimiz (sav) Kureyş müşriklerinin büyüklerinin yanında buluyordu. Tam o sırada Sevgili Peygamberimiz'in (sav) yanında, Utbe ve Şeybe; Ebû Cehil b. Hişâm, Abbas b. Abdulmuttalib, Ümeyye b. Halef ve Velid b. Muğîre gibi, Kureyş'in ileri gelenleri var idi. Sevgili Peygamberimiz (sav), bunların Müslüman olmaları sayesinde başkalarının da Müslüman olacaklarını umarak, onları İslâm'a davet ediyordu.1 Hatta Sevgili Peygamberimiz'in (sav) Velid b. Mugîre’ye “Söylediklerimde bir sakınca görüyor musun?” diye sordu o da “Hayır!” dedi ve Sevgili Peygamberimizin (sav) onun Müslüman olmasını tam umduğu bir anda Abdullah b. Ümmi Mektum (ra) geldi ve: “Yâ Rasûlallah! Beni irşad et! Allah’ın sana öğrettiği şeylerden, bana da öğret!” demeye, kendisine Kur’ân okumasını Sevgili Peygamberimizden (sav) isteyip durmaya başlamış. İbn Ümmi Mektum’un böyle araya girip Sevgili Peygamberimizin (sav) sözünü kesmesi, Sevgili Peygamberimizi (sav) sıktı, bunalttı. Kendisini meşgul ettiği, Velid b. Mugîre’nin Müslüman olması hakkındaki ümidini boşa giderdiği için ona yüzünü ekşitti, ondan yüzünü çevirip ötekine yöneldi. Abdullah b. Ümmi Mektum isteğini çoğaltınca da, Sevgili Peygamberimiz (sav) yüzünü ekşiterek bırakıp evine gitti.2 Bunun üzerine Yüce Allah, indirdiği Abese Sûresi'nde Sevgili Peygamberimizi (sav) şöyle uyardı:

Kendisine a'mâ bir kimse geldi diye (peygamber) yüzünü ekşitti ve döndü. Habîbim, yâ Muhammed!) Hâlbuki sana ne bildiriyor ki, belki o (günahlardan) temizlenecekti veya nasîhat alacak da bu nasîhat kendisine fayda verecekti! (Servetinin gurûruyla) kendisini (îmâna) muhtaç görmeyen kimseye gelince, işte sen (îmâna gelir de İslâma kuvvet verir mi diye) ona yöneliyorsun! Hâlbuki (onun kendi gurûruyla) temizlenmemesinden senin üzerine bir şey yoktur! Fakat koşarak ve (Allah'dan) korkarak o sana gelen kimseye gelince, sen onu bırakıp (îmâna gelmeyecek başkasıyla) oyalanıyorsun. Hayır (böyle yapma)! Çünki bunlar (bu âyetler), bir nasîhattir. Artık dileyen ondan nasîhat alır. (O Kur'an, Levh-i Mahfûz'da) şerefli kılınmış, (semâda) yükseltilmiş tertemiz sahîfelerdedir. Değerli ve itâatkâr yazıcı (melek)lerin elleriyle (yazılmış)tır.3

Bundan sonra, Sevgili Peygamberimizin (sav) İbn Ümmi Mektum’a (ra) ikram eder, kendisiyle konuşur; “Bir hâcetin var mı?”, “Bir şey ister misin?” diye sorar; “Merhaba, Rabbimin bana kendisi yüzünden itab buyurduğu kişi!” diye iltifatta bulunurdu.4

Kaynakçalar
  1. Fahreddin Razi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları, c. 22, s. 499.

  2. Mustafa Asım Köksal, İslâm Tarihi-Hz. Muhammed (a.s.) ve İslâmiyet, İstanbul 2008, c.1 s. 321

  3. Abese, 80/1-16

  4. Mustafa Asım Köksal, İslâm Tarihi-Hz. Muhammed (a.s.) ve İslâmiyet, İstanbul 2008, c.1 s. 321


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız