Soru

Kur'ân'da İsrail Lafzının Geçmesinin Hikmeti

Hz. Yakub'a İsrail lakabının verilme sebebi tahrif edilmiş tevratta geçmesine rağmen Kur'ân-ı Kerim'de neden bu lakap 41 kez kullanılmıştır? Yahudilerin kabulü olan İsrail isimlendirilmesi (haşa) tanrı ile güreşerek elde edilen bir isim olarak bildiğimizden tahrif edilen dinin müntesipleri tarafından verilen lakabın Kur'ân'da geçmesinin hikmeti nedir?

Tarih: 30.07.2024 14:05:22

Cevap

Kur’ân’da iki yerde geçen[1] ve Hz. Ya‘kūb’un ikinci adı veya lakabı olan İsrâîl’den dolayı, onun soyundan gelenlere Tevrat’ta Beney Yisrael, Kur’ân’da Benû/Benî İsrâîl (İsrâiloğulları) denilmektedir. 

Tevrat’a göre Ya‘kūb’un soyundan gelenler, gerek Mısır’da gerekse Mısır’dan çıktıktan sonra çölde ve Ken‘ân diyarında İsrâil ve İsrâiloğulları diye de adlandırılmıştır. Saul’ün ölümüne kadar bu iki isim, on iki kabileden oluşan halkın tamamını kapsamak üzere kullanılırken zamanla siyasî ve coğrafî şartlar kelimenin çeşitli dönemlerde farklı anlamlar kazanmasına sebep olmuştur. Krallığın ikiye bölünmesinin (m.ö. 930) ardından on kabileden oluşan kuzeydeki krallık İsrâil adını almış, bununla birlikte o dönemde ve Bâbil esareti sonrasında İsrâil bütün kabileleri kuşatıcı anlamını da muhafaza etmiş, geçmişin şanlı hâtıralarını çağrıştıran ve gelecekteki mesîhî krallık hayalini canlandıran bir kavram olarak varlığını sürdürmüştür. Kohen veya Levili olmayan yahudileri belirtmek için de kullanılan bu kelime günümüzde, Mûsâ öncesi liderlerden neşet eden ve aynı Tanrı’ya inanan halkın tamamını ifade etmektedir [2]

İsrâîl kelimesinin mânasına gelince tefsirlerde yer alan yaygın açıklama, bunun İbrânîce’de ‘abdullah (Allah’ın kulu) anlamına geldiği şeklindedir.[3] Taberî tefsirinde ayrıca safvetullah (Allah’ın saf ve seçkini) mânasına da yer verilmektedir. İsmin etimolojisine de uygun düşen benzer bir açıklamaya göre, İsrâîl kelimesinin kökeni “Allah’ın gözünde şerefli, yüce, hayırlı olan” mânasında seriyyullah’tır.[4] İbrânîce’de “seriyy” kelimesine yakın mânaya sahip bir kelime, sarar kökünden gelen ve “üstünlük, galibiyet” mânası taşıyan “serarah”’dır.

İslâm kaynaklarında İsrâîl kelimesine verilen bir diğer mâna ise “gece yürüyen / yolculuk eden” (yesrî bi’l-leyl) şeklindedir. Hem Taberî hem de Sa‘lebî  tarafından işaret edilen açıklamaya göre, Yâkub’un bu adla anılmasının sebebi, ikiz kardeşinden (Esav/‘İys) kaçtığı sırada gündüz gizlenip gece yürümesinden dolayıdır.[5]

Buradan hareketle İsrâil kelimesi bir ırkın adıdır ve İslâmî literatürde kabul gören manaları yukarıdaki gibidir. Ayrıca Yakup (a.s)’ın bir peygamber olarak bu isim ile lakaplandırılması gayet uygun gözükmektedir. Yakup (a.s)’ın torunlarının da bu ad ile adlandırılmasında bir problem gözükmemektedir. Nitekim burada ki övgü onlara değil, Yakup (a.s)’a gelmektedir. Bununla beraber Arapça Benî İsrâîl (İsrâiloğulları), Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde iyi bilinen bir adlandırma olmakla birlikte Güney Arabistan’daki kitâbelerde geçtiği tespit edilmiştir.[6]


[1] Âl-i İmrân 3/93; Meryem 19/58

[2] Ömer Faruk Harman, TDV, İsrâil mad., İstanbul 2001, c.23, s. 193-195

[3] Taberî, Câmiu’l-beyân, I, 593; Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 257-58; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, III, 31; İbn Kesîr, Tefsîr, I, 374 (el-Bakara 2/40).

[4] Firestone, “Ya‘kūb”, s. 254. Ayrıca bk. Zebîdî, Tâcü’l-arûs, “srv” (سرو (md

[5] Taberî, Târîh, I, 320; Sa‘lebî, Kasasü’l-enbiyâ’, s. 101

[6] Bk. Jeffery, The Foreign Vocabulary of the Quran, s. 61.


Yorum Yap

Yorumlar