Rabbimiz kul hakkı hariç her günahımızı affedeceğini buyuruyor. Peki kul hakkına girdiğimiz kişiler, onlarla helalleşmeden vefat etmişlerse ne yapmak gerekir? Arkalarından sürekli hayır dua edersek, onlarla helalleşmiş olur muyuz?
Kul hakkına girdiğimiz kimseler vefât ettiği takdirde, eğer maddi anlamda üzerimizde borçları kalmış ise öncelikle yapmamız gereken o kimselerin -şayet var ise- vârislerini bularak gerekli maddi karşılığı onlara takdîm etmektir.
Eğer maddî anlamda telâfi edilemeyecek şeyler hususunda bu kimselerin hukuklarına riâyetsizlik edilmiş ise, suâlinizde bahsettiğiniz üzere, yapmamız gereken; onları mânevi kazançlarımızda hissedâr etmek ve âhirette bizden memnun olmalarını ve dolayısıyla haklarını helâl etmelerini temin edecek şekilde dualarımızla onları desteklemektir. Bu anlamda bize her konuda olduğu gibi yine Sevgili Peygamberimiz (sav) yol göstermekte ve haklarına girmiş olduğumuz kimseler hususunda nasıl dua etmemiz gerektiğini bir hadîs-i şerîfte şöyle ifâde etmektedir:
“Allahım! Ben hangi bir mü’minin (zarar görmesine ve manen müteessir olmasına) sebebiyet vermiş isem, kendisine verdiğim bu (maddî-manevî) sıkıntıyı kıyâmet gününde onun için sana yakınlık/kurbiyyet vesilesi kıl.”[1]
Bu meseleye böyle bakmamızın temelinde mühim bir kâide yer almaktadır. Ehl-i Sünnetin esaslarından olduğu üzere, peygamberlerin -özellikle de Âlemlere Rahmet Efendimizin (sav)- muhâli/gerçekleşmesi mümkün olmayacak herhangi bir hususu Allah Teâlâ'dan talep etmeleri, onlar hakkında imkânsız olan şeylerdendir. Binâenaleyh, O’nun (sav) yukarıda zikrolunan duası, hakkına girdiğimiz kimseler noktasında, haklarını telâfi sadedinde bu yolun açık olduğunun göstergesidir. Dolayısıyla bu kimselere göndereceğimiz manevî hediyelerle âhirette yüzlerini ağartacak şekilde destekleme gayretimizin, o kimselerin de bizleri affetmelerine vesîle olacağını ve dolayısıyla herhangi bir ikâba/cezalandırmaya mâruz kalmaksızın helalleşebileceğimizi kesin bir inançla Allah’tan ümîd ederiz.
[1] Buhârî, Deavât, 34; Müslim, Birr, 88, 89.