Katılma hesaplarındaki paraların, kâr ve zararın oransal paylaşımını esas alan sermaye ortaklığı (müşâreke), emek-sermaye esasına dayalı kâr ortaklığı (mudârebe), bir malın peşin satın alınıp taksitle satılarak fatura edilmesi esasına dayalı alım-satım (murâbaha) sözleşmesi ya da menkul veya gayrimenkul malların kira sözleşmesi çerçevesinde kiralanmasını, kira süresi bitiminde de önceden belirlenen fiyat karşılığında satışını esas alan finansal kiralama (leasing) yöntemi ile nemalandırılmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak bu tür yatırım fonları faiz gibi yöntemlerle işletiliyorsa hangi ad altında ve kim tarafından yapılırsa yapılsın caiz olmaz.
Kira sertifikası, “her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla varlık kiralama şirketi tarafından ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet” olarak tanımlanır. (Kira Sertifikaları Tebliği, 2013, md. 3/h) Türkiye’deki yasal düzenlemeler kapsamında varlık kiralama şirketleri (VKŞ); sahipliğe, yönetim sözleşmesine, alım-satıma, ortaklığa, eser sözleşmesine dayalı olarak veya bu sayılanların birlikte kullanılması esasına dayalı sertifika çıkarabilme hakkına sahiptir. Günümüzde yaygın olarak uygulanan sertifika türü genel olarak sahipliğe dayalı icara sukuku şeklinde, bir gayrimenkulün satımı ve geri kiralanması üzerinden gerçekleştirilmektedir.
Şöyle ki; kaynak kuruluş sahip olduğu varlığı VKŞ’ye satar. VKŞ, kaynak kuruluştan devraldığı varlığa dayalı olarak kira sertifikası ihraç eder. Tasarruf sahiplerinin kira sertifikalarına yatırdığı toplam bedel bu şirket tarafından kaynak kuruluşa aktarılır. Böylece kaynak kuruluş piyasadan sermaye sağlamış olur. İkinci aşamada VKŞ kaynak kuruluştan satın aldığı varlığı tekrar aynı kuruluşa kiralar ve vadesinde toplanan kiralar yatırımcılara dağıtılır. Fıkıh literatüründe, bir malı müşteriden bizzat kiralamak ve bedeli iade edildiğinde tekrar geri almak üzere yapılan satışlar (bey’ bi’l-istiğlal) hakkında farklı yaklaşımlar ileri sürülmüş olmakla birlikte, sözleşmeye konu taşınmazların satış ve tesliminin tamamlanması sonrasında müşteriden kiralanması halinde söz konusu muamelenin caiz olacağı bazı âlimler tarafından kabul görmüştür. (Haskefi, Dürrü’l-Muhtar, s. 449; Çatalcalı Ali Efendi, Fetava-yı Ali Efendi, I, 300-301; Ali Haydar Efendi, Düreru’l-Hükkam, I, 781)
Buna göre, yukarıda işleyişi anlatılan sahipliğe dayalı kira sertifikası uygulaması, bu konuda müspet kanaatte olan alimlerin görüşleri doğrultusunda caizdir.
(Din İşleri Yüksek Kurulu 25.11.2025)

