“Keza zalike’nin “lam” vasıtasıyla ifade ettiği buud Kur’an’ın kemaline delalet eden ulüvv rütbesine işarettir.”(İşaratü'l-İ’caz)
Burada 'zalike' zamiri Kur’an’ın kemaline nasıl işaret ediyor. Cevaplarsanız memnun oluruz?
Beden, cesed ve cisim arasında fark var mıdır? Eğer varsa cennette hem ruh hem cismaniyet itibariyle mi lezzet alınacak. Eğer cismaniyet, beden ve cesed ten ayrı ise, Cismani lezzetler bedeni ve cesedi lezzetlerden çok üstün müdür?
Kastamonu lahikası sayfa 53 te(Osmanlıca nüsha) 34. Mektupta "birincisi" başlığında ifade edilen "میتاً kelimesine tam münasib سعید" Cümlesindeki münasebetten kasıt nedir?
(11. Lema'nın 11. Nüktesinde geçen) Sünnet-i Seniye'nin menba'larının kısımlarına örnek vererek izah edebilir misiniz?
Üstadımız 4. mektupta "Bir parça mahrem bir sırdır. Fakat senden sır saklanmaz." derken, talebelerine ithafen mi bunu diyor, yoksa tüm Risale-i Nur talebelerini mi kast ediyor veya Cenab-ı Hakka mı söylüyor?
28. sözde geçen " lezaiz-i cismaniye için haşr-i cismani neden icab ediyor ?" sorusuna Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin cevabını açıklayabilir misiniz?
Risale-i Nurda geçen muhakkikin, evliya, asfiya ve şüheda tabirlerine örnek vererek izah eder misiniz?
“ Karıncayı emîrsiz, arıyı ya‘sûbsuz bırakmayan kudret-i ezeliye, elbette beşeri nebîsiz bırakmaz. Âlem-i şehâdetteki insanlara inşikāk-ı kamer bir mu‘cize-i Ahmediye (asm) olduğu gibi, mi‘râc dahi âlem-i melekûtteki melâike ve rûhâniyâta karşıbir mu‘cize-i kübrâ-yı Ahmediyedir (asm) ki, nübüvvetinin velâyeti bu kerâmet-i bâhire ile isbat edilmiştir. Ve o parlak zât, berk ve kamer gibi melekûtte ş
- İhlas risalesinde “ istemeyen bir arkadaşınızla yaptırması. Üstad hazretleri burada ne kast ediyor anlayamadım. İstemeyen derken nefsimiz istemediği bir arkadaşı mı kast ediyor, Anlatmak istemeyen bir arkadaşı mı kast ediyor yoksa başkaca bir şey mi? Ayrıca kimi kast ediyorsa neden istemediği mühim değil midir acaba. Belki kendisini yetersiz görüyordur. Bu durumda ne yapmak gerekir?
Lemeât Risalesinde geçen “Evliyâdan âşıkîn ve ârifîn beynlerinde mühim bir fark” vardır. Burada geçen Âşıkîn ve Ârifîn kimlerdir?