Sorular

2.452

Tabîiyyûn Ne Demektir?

Tabîiyyûn ya da tabiat felsefesi, natüralizm akımına verilen addır. Bu tabir, Allah'ı inkar edip "Her şeyi tabiat yapıyor" diyerek madenin varlığını, kökenini, çeşitliliğini onun doğasına veya tabiatına vererek tabiata, icat ve te'sîr veren kimseler için kullanılır. Bunlara, tabiatçılar ya da naturalistler de denilir.Kelâmcılar, maddeciliğin felsefede ortaya çıkan değişik temsilcilerini tabîiyyûn, dehriyye, muattıla gibi adlarla sınıflandırmışlardır. Tabîiyyûn adı genellikle, maddenin görünümlerinde ve duyumlarda ortaya çıkan çeşitliliğin kökenini onun doğasında arayan akımları belirtmek için kullanılır. Buna göre doğal olayların sebebini yalnızca tabiatta ve tabii nesnelerde aramak gerekir. Bütün olaylar (maddî ya da zihinsel süreçler) yeterli açıklamalarını zorunlu tabiat kanunları içinde bulur. Bu eğilim kelâmcılarca şirk sayılmıştır.1  Tabîiyyûn tabirinin Risale-i Nur'da nasıl geçtiğine birkaç örnek verecek olursak;... Hem şiddet-i harârete karşı aylarca nâzik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabîiyyûnun ağzına şiddetle tokat vuruyor.2 Kuvve-i akliye dalında, âlem-i insaniyetin dimağına Dehriyyûn, Maddiyyûn, Tabîiyyûn gibi meyveleri vermiş, beşerin beynini bin parça etmiştir.3 İşte وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ ile işaret olunan evvelki yol, tabiata saplananların ve tabîiyyûn fikrini taşıyanların mesleğidir ki, onda hakîkate ve nûra geçmek için ne kadar müşkilât olduğunu hissettiniz.4 Bir insanın bedenine rast gelir. Yine kör tabiat ve serseri felsefe lisânı ile, tabîiyyûnun dedikleri gibi der ki: “Sen benimsin? Seni yapan benim. Veya sende hissem var.”5 Tahavvülât-ı zerrât, Nakkāş-ı Ezelî'nin kalem-i kudreti, kitâb-ı kâinâtta yazdığı âyât-ı tekvîniyenin hengâmındaki ihtizâzâtı ve cevelânıdır. Yoksa Maddiyyûn ve Tabîiyyûnların tevehhüm ettikleri gibi, tesâdüf oyuncağı ve karışık, ma'nâsız bir hareket değildir.6 Yani Bediüzzaman Hazretlerine göre tabîiyyûn, “tabiata gerçek bir ilahî güç yükleyen, yaratılışı tabiatın kendi içindeki kör ve şuursuz işlemlerle açıklamaya çalışan materyalist akım” anlamında kullanılır. Yani onlar, varlıkların sanatını ve düzenini Allah'ın kudretine vermek yerine, tabiat kanunlarına ilim, irade ve güç atfedenlerdir. Bediüzzaman Hazretleri göre bu bakış, akıl ve hikmetle bağdaşmayan, kör, sağır, şuursuz sebepleri yaratıcı yerine koyan bir sapmadır. Çünkü tabiatın ne ilmi vardır, ne kudreti, ne de iradesi.Bu sebeple Risale-i Nur, tabîiyyûn fikrini ve bu fikri savunan felsefecileri "kör sebepleri ve kanunları ilahlaştıran, hakikati yanlış yerde arayan ve mesleklerinin iç yüzünü görmeyen kişiler" olarak olarak tarif eder.Bu meseleye Risale-i Nur'un birçok yerinde temas edilmekle birlikte, özellikle 23. Lem'a olan "Tabiat Risalesi" bu fikri kökten çürüten kuvvetli deliller ortaya koyar. Varlıklardaki Birlik Mührü, Allah'ı GösterirEczahâne Misali: Canlıların Yapısındaki Hassas AyarlarTabiat Risalesi Birinci Yolun İkinci Muhâlinin İzahıVücuttaki Zerrelerin Kâinat ile UyumuFeylesoflar Hakikati Neden Göremiyorlar?Burhan Köroğlu, "Tabiatçılar", TDV İslâm Ansiklopedisi, 2010, c. 39, s. 327-328.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 2.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 225.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 229.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 269.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 230.

3

Ahirette Mü'min-Kâfir Her İnsan Allah'ı Görmek İster mi?

Cenab-ı Hakk'ı görmek bütün saadetlerin ötesinde bir saadettir. Hiçbir lezzet Allah'ı görmek ile kıyas edilemez. Müslümanlar elbette ve her halde her şeyden ziyade Cenab-ı Hakk'ı görmeyi isterler. İnanmayanlar dahi ahirette Cenab-ı Hakk'ı görmek isteyeceklerdir. Fakat Cenab-ı Hak onları bu saadetten mahrum bırakacaktır. Mütaffifin suresi 15. ayetinin tefsirinde merhum Elmalılı şöyle der:O tekzib edenler (Allah'ı yalanlayanlar) o kıyam(et) günü hak Rablerinden لمَحَْجُوبوُنَ muhakkak mahcub (perdelenmiş bir halde, gözlerine perde çekilmiş bir halde) kalırlar. Yani hicab ve hâil arkasında kalır, O'nu görmekten memnû' (yasaklı) ve mahrum bırakılırlar. Artık felah bulmalarına imkân ve ihtimal kalmaz.1 Kâfirlerin Allah'ı görmekten men edilmeleri Allah'ı görmek isteyeceklerine alâmettir. Fakat Allah'ın buna müsaade etmeyeceği ayetle sabittir.Cennette Allah'ı GörmekAllah'ın CemaliYazır, Elmalılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, Yazma Eserler, İstanbul 2021, c.6. s.284

6

Katılım Bankalarından Alınan Kira Sertifikası Fonu Caiz mi?

Katılma hesaplarındaki paraların, kâr ve zararın oransal paylaşımını esas alan sermaye ortaklığı (müşâreke), emek-sermaye esasına dayalı kâr ortaklığı (mudârebe), bir malın peşin satın alınıp taksitle satılarak fatura edilmesi esasına dayalı alım-satım (murâbaha) sözleşmesi ya da menkul veya gayrimenkul malların kira sözleşmesi çerçevesinde kiralanmasını, kira süresi bitiminde de önceden belirlenen fiyat karşılığında satışını esas alan finansal kiralama (leasing) yöntemi ile nemalandırılmasında dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Ancak bu tür yatırım fonları faiz gibi yöntemlerle işletiliyorsa hangi ad altında ve kim tarafından yapılırsa yapılsın caiz olmaz.Kira sertifikası, “her türlü varlık ve hakkın finansmanını sağlamak amacıyla varlık kiralama şirketi tarafından ihraç edilen ve sahiplerinin bu varlık veya haktan elde edilen gelirlerden payları oranında hak sahibi olmalarını sağlayan menkul kıymet” olarak tanımlanır. (Kira Sertifikaları Tebliği, 2013, md. 3/h) Türkiye'deki yasal düzenlemeler kapsamında varlık kiralama şirketleri (VKŞ); sahipliğe, yönetim sözleşmesine, alım-satıma, ortaklığa, eser sözleşmesine dayalı olarak veya bu sayılanların birlikte kullanılması esasına dayalı sertifika çıkarabilme hakkına sahiptir. Günümüzde yaygın olarak uygulanan sertifika türü genel olarak sahipliğe dayalı icara sukuku şeklinde, bir gayrimenkulün satımı ve geri kiralanması üzerinden gerçekleştirilmektedir. Şöyle ki; kaynak kuruluş sahip olduğu varlığı VKŞ'ye satar. VKŞ, kaynak kuruluştan devraldığı varlığa dayalı olarak kira sertifikası ihraç eder. Tasarruf sahiplerinin kira sertifikalarına yatırdığı toplam bedel bu şirket tarafından kaynak kuruluşa aktarılır. Böylece kaynak kuruluş piyasadan sermaye sağlamış olur. İkinci aşamada VKŞ kaynak kuruluştan satın aldığı varlığı tekrar aynı kuruluşa kiralar ve vadesinde toplanan kiralar yatırımcılara dağıtılır. Fıkıh literatüründe, bir malı müşteriden bizzat kiralamak ve bedeli iade edildiğinde tekrar geri almak üzere yapılan satışlar (bey' bi'l-istiğlal) hakkında farklı yaklaşımlar ileri sürülmüş olmakla birlikte, sözleşmeye konu taşınmazların satış ve tesliminin tamamlanması sonrasında müşteriden kiralanması halinde söz konusu muamelenin caiz olacağı bazı âlimler tarafından kabul görmüştür. (Haskefi, Dürrü'l-Muhtar, s. 449; Çatalcalı Ali Efendi, Fetava-yı Ali Efendi, I, 300-301; Ali Haydar Efendi, Düreru'l-Hükkam, I, 781) Buna göre, yukarıda işleyişi anlatılan sahipliğe dayalı kira sertifikası uygulaması, bu konuda müspet kanaatte olan alimlerin görüşleri doğrultusunda caizdir. (Din İşleri Yüksek Kurulu 25.11.2025)

4

Faizli Bankaların Kredi Kartlarını Kullanmanın Hükmü

Bankada kartımız ve hesaplarımız bulunuyor. Lakin kart ile hiçbir alışveriş yapmazsak ve açılan ek hesapları kullanmadığımız için herhangi bir ödeme ya da faiz tahakkuk etmezse bunun bir sakıncası var mıdır?Diğer sorum da şöyle: Çalıştığım iş yeri İş Bankası ile anlaşmalı, orada hesabım da var. Mecburen maaşımı oradan alıyorum. Bu bankadan kredi kartı alıp faizsiz işlemlerde kullanabilir miyim? Örneğin banka beni aradı; "Eğer ek hesap açtırmaz ya da otomatik ödeme talimatı vermezsen promosyon veya faizsiz kredi kullanamazsın, ismini de çalıştığın yere bildireceğiz." dediler. Bu konuda ne yapmam gerekir? Ben "Verin ismimi." dedim. Son olarak; faizli bankaya otomatik ödeme talimatı vermek caiz midir?

265

Tenasül Organına Dokunmak Abdesti Bozar mı?

Hanefi mezhebine göre abdestli olarak cinsel organına dokunan birinin abdesti bu fiilinden dolayı bozulmaz. Zira uzvu ister temiz isterse necis olsun, bu eylemin abdest ile ilişkisi yoktur.[1]Şâfiîlere[2], Malikilere[3] ve Hanbelilere[4] göre kişinin cinsel organına dokunması halinde abdesti bozulur. Ömer Nasuhi Bilmen'in şu tavsiyesi oldukça güzeldir. O şöyle demektedir:Bu gibi ihtilaflı meselelerde ihtiyata riayet edilmesi evladır. Mesela, Hanefi mezhebinde bulunan bir kimse kendi mezhebine göre abdesti bozmayıp başka mezheplere nazaran abdesti bozan bir halde bulundu mu — ihtilaftan kurtulmak için — abdest almalıdır. Bu, mendubdur.[5]Ayrıca bakınız:Abdestin Farzları, Sünnetleri ve AdabıAbdesti Bozan ŞeylerAbdesti Bozmayan Şeyler[1] Serahsî, Muhammed b. Ebî Sehl, el-Mebsût, Beyrut 1406, c.1, s.66[2] İmâm Şâfiî, Muhammed b. İdrîs, el-Ümm, thk. Muhammed Zührî en-Neccâr, Beyrut trs., c.1, s. 19-20[3] İbn Kudâme, Muvaffakuddîn Abdullah b. Ahmed, el-Muğnî, Beyrut 1405, c.1, s. 116[4] İbn Abdilberr, Yûsuf b. Abdillah en-Nemerî, et-Temhîd, thk. Mustafa b. Ahmed el-Alevî - Muhammed Abdülbekîr el-Bekrî, Mağrib 1387, c.17, s. 199[5] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, Bilmen Yayınevi, İstanbul ty., s.81