Soru

Kadınlar İçin Rüyetullah

Haşiye: “Hadîsin nassıyla "O şuhud, bütün lezaiz-i Cennet'in o derece fevkindedir ki, onları unutturur. Ve şuhuddan sonra ehl-i şuhudun hüsn-ü cemali o derece fazlalaşır ki; döndükleri vakit, saraylarındaki aileleri çok dikkat ile zor ile onları tanıyabilirler." hadîste vârid olmuştur.” (32. Söz)

Yukardaki ifadede saraylarındaki aileleri diye kastedilenler kimlerdir? Eğer hanımlar ise onlar için cemali müşahede yok mudur?

Tarih: 28.01.2012 15:41:25
Okunma: 6218

Cevap

32. Söz'deki mevzunun aslı hadise dayanmaktadır. Tirmizinin rivayet ettiği bu hadiste "Ehl-i cennet her cuma Allah’ı görür. Ehline döndüklerinde onların zevceleri onları karşılarlar" denilmiştir.

Yukarıdaki hadisin izahında, "zevceleri" tabiriyle, ehl-i cennetin saraylarında yaşayan huriler gibi diğer ev halkı kasd ediliyor denilmiştir. Yoksa Allahu Teala, münezzeh cemalini görmeyi "bütün müminlere" vaad etmiştir.

Cennetin en alt makamında bulunan birinin Allah'ı görüp de Hz. Hatice, Fatıma, Aişe ve Meryem (radiyallahu anhünne) gibi annelerimizin görmeyecekleri hiç düşünülebilir mi? Allahu Teala'nın nihayetsiz, sevgi, merhamet ve adaleti böyle bir şeye müsaade etmez.

Başka bir izah da şu şekilde yapılmıştır: Herkesin Allahu Tealayı görme miktar ve süreleri dünyada kazandıkları makamlarına göredir.

Bu sebeble farklı makamları sebebiyle Allah'ı görmeye (rüyetullah'a) daha çok giden bir aile ferdi eve döndüğünde diğerleri onu karşılarlar demektir.

Kıyamet Suresi 22-23. ayetlerde şöyle buyruluyor: "O gün, öyle yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar. Rablerine bakarlar."

Taberî Tefsiri'nde bu ayetin izahında şu bilgilere yer verilmiştir:

Allah Tealanın, kıyamet gününde görüleceği hususunda sahabiler, tabiinler ve selef-i salihîn ittifak etmişlerdir.

Allah Tealanın görüleceği hususunda Ebu Said el-Hudri'den, Ebu Hureyre'den, Cabir b. Abdullah'tan, Ebu Musa el-Eş'ari'den, Buhari ve Müslim'de, Süheyb-i Rumi'den, Cabir b. Abdullah'tan Sahih-i Müslim'de, Hz. Ömer'in oğlu Abdullah'tan, Tirmizi ve Ahmed b. Hanbel'in müsnedinde hadisler rivayet edilmiş ve kıyamette Allah tealanın görüleceği, mütevatir hadislerle sabit olmuştur.

Ebu Hureyre (r.a.) diyor ki:

"Bir kısım insanlar: "Ey Allah'ın Resulü, biz kıyamet gününde rabbimizi görecek miyiz?" dediler. ResuluIIah da "Siz, ayın on dördünde ve altında bulut­ların bulunmadığı bir anda ayın görülmesini tartışır mısınız?" buyurdu. Onlar, "Hayır, Ey Allahın Resulü," dediler. ResuluIIah: "Altında bulutların bulunmadı­ğı bir anda güneşin görülmesi hususunu tartışır mısınız?" buyurdu. "Hayır" de­diler. ResuluIIah: "İşte siz, rabbinizi böylece göreceksiniz." Buyurdu. (Buhari, K. Ezan, bab: 129, K. Rikak, bab: 52/ Müslim, K.el-İman ,bab: 299, Hadis no: 182)

Ebu Said el-Hudri diyor ki:

"Resulullah sağ iken bir kısım insanlar ona: "Ey Allahın Resulü, biz kıya­met gününde rabbimizi görecek miyiz?" dediler. ResuluIIah: "Evet (göreceksi­niz) Siz öğle vaktinde, gökte bulutların olmadığı aydınlık bir anda, güneşin gö­rülmesinde sıkıntı çeker, birbirinizle tartışır mısınız?" buyurdu. Onlar: "Hayır." dediler. ResuluIIah: "Sizler, ayın on dördünde, gökte bulutların bulunmadığı ay­dınlık bir anda ayı görmekte sıkıntı çeker, birbirinizle tartışır mısınız?" buyurdu. Onlar: "Hayır." dediler. ResuluIIah: "Sizler kıyamet günüde, Aziz ve CelİI olan Allahı görmekte ancak bu haldeki güneş ve ayı görmekteki sıkıntı ve tartışma­nız kadar bir sıkıntı çekecek ve tartışmada bulunacaksınız. buyurdu." (Buhari, K. Tefsir el-Kur'an, Sure: 4, bab: 8 / Müslim, K. el-İmam, bab: 302,1 Hadis no: 183)

Cerir b. Abdullah diyor ki:

"Biz Resulullahın yanında oturuyorduk. O ayın ondördünde aya baktı ve şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki sizler, bu ayı gördüğünüz gibi rabbinizi göreceksi­niz ve onu gönnekte, kalabalıktan dolayı sıkıntı çekmeyeceksiniz."[31]
 

Bütün bu ayet ve hadislerdeki ifadelerin umumiliği bütün müminlerin Cennette Allahu Teala'nın nihayetsiz güzelliğini göreceklerini açıkça gösterir. Osmanlı alimlerinden Kadızade Ahmed Efendi Birgivî şerhinde İslam âlimlerinden bazılarının "kadınlar da erkekler gibi görürler" dediğini rivayet etmektedir. (İmam Birgivinin Vasiyetnamesi Kadızade şerhi, Bedir yayınları, s, 81)


Yorum Yap

Yorumlar