Bu konuda bir çok sebep sayılabilir. Birkaçını ifade edelim:
1- İmtihan edilmemiz
Sizi mutlaka biraz korku ve açlık ile; biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden noksanlaştırmak sûretiyle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!1
2- Ahireti kazanmamız
İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.2
3- Günahlarımızı temizlemesi
Allah Resûlü bana şöyle buyurdu: ‘Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder.3
4- Mallarımızdaki haram ve günah olan/olabilme kısmının temizlemesi
Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan kısmını temizlemek için farz kıldı4
5- İmanımızın artması için
Üç şey vardır ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah’tan başka ilâh olmadığına inanarak, bir olan Allah’a kulluk etmek; malının zekâtını gönül rızasıyla, içine sinerek ve her sene düzenli olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz ve sütü az olan hayvanı vermeyip, mallarınızın orta hallisinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini istemedi; fakat en kötüsünü verin diye de emretmedi.5
6- Zenginlerin İhtiyaç sahiplerine yardımcı olması
Allah’ın, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek üzere mallarına zekâtı farz kıldığını onlara bildir.6
Bediüzzaman Hazretlerinin Beyanatı
Toplumlarda zengin ve fakir iki sınıf vardır. Sağlıklı bir toplumun ortaya çıkması için zenginlerin fakirlere merhamet edip yardımlarına koşması gerekir. Bu yapılmadığı takdirde bu sınıflar arasında uçurumlar oluşur. İnsanlık tarihinde bütün ihtilallerin temelinde faizin kaynağı olan “sen çalış ben yiyeyim” düşüncesi vardır. Hem bütün zulüm, merhametsizlik ve ahlaksızlıkların temelinde de fakir ve muhtaç insanları düşünmeyip “ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne!” felsefesi vardır. Bu iki yanlış düşünceyi kaldırıp zenginler ile fakirlerin arasındaki uçurumu kapatacak olan zekâtın yerleştirilmesi ve faizin haram kılınmasıdır. Faizin haram kılınması, “sen çalış ben yiyeyim” düşüncesini; zekâtın farz kılınması da “ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne!” düşüncesini ortadan kaldırır. Böylece toplumda huzursuzluklar sona erer.7
bakara 2/149
Bakara 2/277. Ayet
Tirmizî, Cum’a, 79; İbn Mâce, Zühd, 22
Ebû Dâvûd, Zekât, 32
Ebû Dâvûd, Zekât, 5
Buhârî, Zekât, 1
Bediüzzaman Said Nursi, İşârâtü'l-İ‘câz, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s.40-41