Soru

Cinlerin Hz. Peygamber'e (sav) İman Etmesi / Kur'ân Dinlemeleri

Cinler Peygamberimizi Kur'ân okurken dinlediler mi? O'nun yanına gelip onunla konuşup Müslüman oldular mı? Taif dönüşü cinlerin Hz. Peygamberi dinlemeleri nasıl olmuştur?

Tarih: 8.08.2024 15:41:31

Cevap

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) cinlerle görüşmüştür. Gerek Kur'ân gerek hadis ve gerekse siyer kaynaklarında bu kıssalar anlatılmaktadır. Buna göre  Kur’ân'da bu kıssaya Ahkâf Sûresi’nde şöyle değinilmektedir;

“Bir zamanlar cin topluluğundan bir grubu, Kur’ân’ı dinlemek üzere sana doğru yönlendirmiştik. Yanına geldiklerinde “Susup dinleyin!” dediler, okuma sona erince de uyarıcılar olarak kendi topluluklarına döndüler. Ey halkımız! dediler, “Biz Mûsâ’dan sonra indirilmiş, kendinden öncekileri onaylayan, gerçeğe ve doğru yola kılavuzluk eden bir kitap dinledik. Ey halkımız! Allah’ın davetçisine uyun ve ona iman edin ki, Allah günahlarınızı bağışlasın ve sizi acılı azaptan korusun.”[5]

Cin Sûresi’nde ise şöyle değinilmektedir;

“De ki: Cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle söyledikleri bana vahyolundu: “Biz, doğru yolu gösteren harika bir okuma dinledik ve ona iman ettik. Artık kesinlikle rabbimize kimseyi ortak koşmayacağız. Şu muhakkak ki rabbimizin şanı çok yücedir; O, ne bir eş edinmiştir ne de çocuk. Demek aramızdaki beyinsiz, Allah hakkında ipe sapa gelmez şeyler söylüyormuş. Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla gerçek dışı şeyler söylemeyeceklerini ­sanırdık…”[6]

Başka bir hadis ise şöyledir;

İbn Mes‘ûd (r.a): Mekke’deyken bir gece Rasûlüllah’ı (s.a.s.) kaybettik. Kendisini vadilerde ve dağ yollarında aradık. Bulamayınca: “Yoksa uçurulmuş veya kaçırılmış olmasın?” dedik. Böylece çok kötü bir gece geçirdik. Sabah olunca bir de baktık ki Rasûlüllah (s.a.s.) Hira tarafından geliyor. Ona: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Biz seni kaybettik, çok aradık ve bulamadık. Bu sebeple çok fena bir gece geçirdik.’ dedik. O da: ‘Bana cinlerin davetçisi geldi. Beraber gittik. Onlara Kur’an-ı Kerim’i okudum.’ buyurdu. Sonra bizi götürerek cinlerin izlerini ve ateşlerinin kalıntılarını gösterdi…[7]

Bu konuda bir hadis-i şerif şöyledir;

“Mekke’de Rasûlüllah (s.a.s.) ile birlikte bir grup sahabiyle beraberdik. Bir ara Rasûlüllah (s.a.s.) ‘İçinizden birisi benimle gelsin. Ancak kalbinde zerre kadar hile bulunan gelmesin.’ dedi. İbn Mes‘ûd: Ben kalkıp gittim. Yanıma da içinde su olduğunu düşündüğüm bir matara aldım. Sonra birlikte yürümeye başladık. Mekke’nin yukarılarına gelince bir araya toplanmış karartılar gördüm. Sonra Rasûlüllah (s.a.s.) bana bir çizgi çizdi ve geri gelinceye kadar burada ayakta bekle dedi. Ardından Rasûlüllah (s.a.s.) onların yanına gitti. Onların Rasûlüllah’ın (s.a.s.) üzerine üşüştüklerini görüyordum. Rasûlüllah (s.a.s.) gece boyunca onlarla konuştu. Ancak sabaha karşı yanıma gelebildi. Bana: ‘Ey İbn Mes‘ûd! Hala ayakta mısın?’ dedi. Ben de: Ya Resûlellah! Sen bana, ‘Ben gelinceye kadar burada ayakta bekle!’ demiştin dedim. Sonra bana ‘Yanında abdest almak için su var mı?’ dedi. Ben de evet var dedim. Fakat matarayı açınca içinde hurma şırası olduğunu gördüm. Rasûlüllah’a (s.a.s.): Ben içinde su olduğunu zannederek matarayı almıştım meğer içinde şıra varmış dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.s.): ‘Temiz hurma, temizleyici su!’ buyurdu. Sonra da ondan abdest aldı. Namaza kalktığı zaman onlardan iki kişi geldi ve Rasûlüllah’a (s.a.s.): ‘Ya Resûlellah (s.a.s.), namazımızda bize imamlık etmen hoşumuza gider.’ dediler. Rasûlüllah (s.a.s.) onları da arkasında safa yerleştirdi ve bize namazı kıldırdı. Namazı bitirince ey Allah’ın Resûlü! Bunlar kimdir? dedim. O da: ‘Bunlar Nusaybin cinleridir. Aralarında anlaşamadıkları bazı hususlarla ilgili geldiler ve benden yiyebilecekleri bir azık istediler…’ dedi.”[8]

Tarih kaynaklarında ise bu kıssadan şöyle bahsedilmektedir;

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Taif’ten Mekke’ye dönerken, Nahle’de[1] geceleyin kalıp namaz kıldığı sırada, yedi cin oradan geçiyorlardı. Bu cinler Sevgili Peygamberimiz'e (s.a.v) denk gelip durdular, Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v) okuduğu Kur’ân’ı dinlediler.[2] Peygamberimiz Aleyhisselam namazını bitirince, cinler iman ettiler ve işittiklerini kabul ettiler. Kavimlerinin yanına, uyarıcı olarak döndüler.[3]

Abdullah b. Ömer ve Cabir b. Abdullah'dan nakledildiğine göre, Peygamberimiz Aleyhisselam cinlere Rahman Sûresini okumuştur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) "Rabbinizin hangi nimetlerini yalan sayabilirsiniz?" âyetini okudukça, onlar "Hayır Rabbimizin âyetlerinden hiçbir şey yalanlamayız. Ey Rabbimiz sana hamd olsun." demişlerdir. [4]


[1] Nahle, Mekke’ye bir geceliktir (Kastallânî, Mevâhib, 1/74, Diyarbekrî, 1/363).

[2] İbn İshak, İbn Hişam, 2/63, İbn Sa’d, 1/212, Taberî, Târîh, 2/231.

[3] İbn İshak, İbn Hişam, 2/63, Taberî, Târîh, 2/231, Ebu Nuaym, Delâil, 2/363, İbn Esîr, Kâmil, 2/92.

[4] Ebu Hayyan, el-Bahru’l-Muhit, Dar’ul Fikr, Beyrut 2000, c.9, s.440-456

[5] Ahkâf; 29-31

[6] Cin; 1-5

[7] Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdillah Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, Müsned, thk. Şu‘ayb el-Arnavûd vd., (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 2001), 7: 214-215; Müslim, Ebü’l-Hasen Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî, el-Müsnedü’s-sahîhu’l-muhtasar (Sahîhu Muslim), thk. Muhammed Fuâd Abdülbâkî, (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-‘Arabî, ts.), “Salât” 150; Tirmizî, Muhammed b. İsâ b. Sevre, Sünenü’t-Tirmizî, thk. Ahmed Muhammed Şâkir vd., (Mısır: Şirketü Mektebe ve Matbaa Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1975), “Tefsîr (Sûretu’l-Ahkaf)” 46.

[8] Ahmed b. Hanbel, Müsned, 7: 390-391; Taberânî, el-Mu‘cemü’l-kebîr, 10: 63, 65, 66, 67. Ebû Nu‘aym, Delâil, 1: 366. Ayrıca bk. Mukâtil, Ebü’l-Hasen Mukâtil b. Süleymân el-Belhî, Tefsîru Mukâtil b. Süleymân, thk. Abdullah Mahmûd Şehâte, (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâs, 2002), 4: 29


Yorum Yap

Yorumlar