Yûsuf (As) Suresi 26. Ayet (Yûsuf:) “O, (kendisi) benim nefsimden murâd almak istedi” dedi. Onun (o kadının) akrabâsından bir şâhid ise şöyle şâhidlik etti: “Eğer onun (Yûsuf’un) gömleği önden yırtılmışsa, o hâlde (kadın) doğru söylemiştir; o (Yûsuf) ise, yalan söyleyenlerdendir.” âyetinde Hz. Yusuf'un suçsuz olduğuna kimin şahitlik ettiği belli edilmemiş. Kimdir bu kişi?
Bahsettiğiniz âyetler Mübhemat’ül Kur’ân’dandır. Yani Kur’ân’ın müphem âyetlerindendir. Mübhem kelimesi sözlükte, algılanması ve anlaşılması zor olan şey, kendisiyle ne kastedildiği açık ve belli olmayan söz, kapalı bırakılan, mahiyeti bildirilmeyen şey anlamına gelmektedir. [1]
Terim olarak ise, "insan, melek ve cin gibi varlıkların yahutta bir topluluk veya kabilenin, Kur'ân'da açık olarak değil de ism-i işaretler, ism-i mevsuller, zamirler, cins isimleri, belirsiz zaman zarfları ve belirsiz mekân isimleriyle zikredilmesi" demektir.[2]
Bahsedilen âyetlerde de gören kişinin kim olduğu tam olarak belirtilmemiş bir “şahid” olarak nitelendirilmiş ve müphem bırakılmıştır;
“(Yûsuf:) “O, (kendisi) benim nefsimden murâd almak istedi” dedi. Onun (o kadının) akrabâsından bir şâhid ise şöyle şâhidlik etti: “Eğer onun (Yûsuf'un) gömleği önden yırtılmışsa, o hâlde (kadın) doğru söylemiştir; o (Yûsuf) ise, yalan söyleyenlerdendir. “Yok onun (Yûsuf'un) gömleği arkadan yırtılmışsa, o hâlde (kadın) yalan söylemiştir; o (Yûsuf) ise doğru söyleyenlerdendir.”[3]
Bu âyet ile ilgili Fahreddin Râzi şöyle demiştir;
“Âyette bahsedilen bu şahidin kim olduğu hususunda üç görüş bulunmaktadır:
1) Bu, o kadının amcasının oğlu olup, hikmetli ve şahsiyetli bir kimseydi. O esnada melik ile birlikte, o kadının yanına girmek istiyorlardı. O şöyle demiştir: "Biz, kapının ötesinden gürültüyü ve gömleğin yırtılma sesini duyduk. Ancak ne var ki biz, onlardan hangisinin diğerinin önünde olduğunu anlayamadık. Binâenaleyh, eğer gömlek ön taraftan yırtılmışsa, kadın doğru söylüyor, adam ise yalancı. Yok, eğer gömlek arkadan yırtılmış ise, adam doğru söylüyor, sen ise, yalancısın." Bunun üzerine onlar gömleği kontrol edip onun arkadan boylu boyunca yırtıldığını gördüklerinde amcasının oğlu, "Çünkü sizin fendiniz büyüktür" yani, "Bu sizin işinizdir" dedi. Daha sonra da Yusuf'a, "Aldırma, bunu sakla"; kadına da, "Günahın için mağrifet taleb et" dedi. Bu, müfessirlerden büyük bir cemaatın görüşüdür.
2) İbn Abbas (r.a.), Said İbn Cübeyr ve Dahhâk'dan rivâyet edildiğine göre âyette bahsedilen o şahit, Cenâb-ı Hakk'ın kendisini beşikte konuşturmuş olduğu bir çocuktu.
3) Bu şahit, gömlektir. Mücahid, "şahit gömleğin arkadan yırtılmış olmasıdır" demiştir ki, bu görüş son derece zayıftır. Zira gömlek bu şekilde nitelenemez ve bir aileye mensup sayılamaz. [4]
Kurtubî ise şöyle demiştir;
Bu şahidin kimliği hususunda dört farklı görüş ileri sürülmüştür.
1) Bu, beşikte konuşan bir çocuktur. Süheylî der ki: Doğru olan budur. Çünkü bu hususta Peygamber (sav)'den varid olmuş bîr hadis vardır ki o hadiste Hz. Peygamber (sav): "Beşikte yalnızca üç kişi konuşmuştur" diyerek aralarında Hz. Yûsuf’un lehine şahitlik eden kimseyi de saymaktadır.[5]
2) Şahit gömleğin yırtılmasıdır. Bunu da İbn Ebî Necîh, Mücahid'den rivâyet etmektedir.
3) Tanıklık eden bu kişi insan da cin de olmayan Allah'ın bir yaratığıdır. Bunu da Mücahid söylemiştir. Ancak bu iddiayı da yüce Allah'ın; "Kadının yakınlarından" kaydı reddetmektedir.
4) Tanıklık eden bu kişi, hikmet sahibi ve akıllı bir adamdır. Vezir işlerinde o kişiyle danışırdı ve bu kadının akrabalarından birisi idi... Bu da el-Hasen, İkrime, Katâde, Dahhâk ve yine Mücahid ile Süddî’nin görüşüdür.
Derim ki (Kurtûbî); Şu kadar var ki eğer bu konuşan küçük bir çocuk olsaydı, bizatihi onun konuşması delil teşkil ederdi ve bunun için ayrıca gömleğin yırtılması şeklinin delil gösterilmesine gerek duyulmazdı. Küçüğün bu konuşması da harikulade bir olay ve bir çeşit mucize olurdu. [6]
Görüldüğü gibi müfessirlerimiz bu konuda iki farklı rivâyet arasında yoğunlaşmışlardır. Ancak kimi müfessirler kadının akrabalarından yetişkin, mantıklı ve hikmet ehli bir kimse olduğunu bir kısım müfessirler ise kadının akrabalarından beşikte bir çocuk olduğunu söylemişlerdir. Doğrusunu Allah bilir.
[1] İbn Manzur, Lisan’ül Arab, c.1, Beyrut ts.; s. 280
[2] Muhsin Demirci, Tefsir Usülü, İfav Yay., İstanbul 2022, s.137
[3] Yusuf 12/26-27
[4] Fahruddin Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları, c. 13, s. 214-216
[5] Müsned, I, 309-31 -rivâyette "beşikte konuşmuş dört kişiden biri olarak "Yusuf’un şahidi" de sayılmaktadır. Ancak; Buhâri, Enbiyâ 48; Müslim, Birr 7, 8; Müsned, 11, 307-308, VI, 17-18’de ise 'üç kişiden söz edilmekte; Yusuf’un şahidi söz konusu edilmemektedir.
[6] İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkâmi’l-Kur’an, Buruc Yayınları, c. 9, s. 262-264.