Soru

Hz. Ebu Zer (ra)'ın Medine'den Rebeze'ye Gitme Sebebi

Sahabelerden takvasıyla bilinen Ebuzer Gıfari'nin ra. Hazret-i Osman ra. tarafından sürgün edildiği doğru mu? Eğer doğru ise bunun nedeni ne olabilir?

Tarih: 30.05.2010 19:19:22
Okunma: 9778

Cevap

Ebu Zerr'in Medine'den ayrılışını meşhur tarihçi İbnü'l Esir, El-Kâmil fi't-Tarih adlı esrinde şöyle  nakleder:

"Ebû Zer Hz. Os­man'a şöyle der: «Medine'den çıkıp gitmeme izin verir misin? Çün­kü Rasûlullah (sav), Medine evlerinin Sel' dağı eteklerine ulaştığında buradan çıkıp gitmemi emretmiştir.» Bunun üzerine Hz. Osman ona Medine'den çıkma izni vermiş ve o da Rebze denilen yere gidip konaklamış ve orada bir mescid inşa etmiştir. Hz. Osman ona bir miktar deve ve iki de hizmetçi verip günlük ihtiyaçlarını karşılaya­cak kadar para verirdi." şeklinde anlatılır. Yani bu rivayete göre sürgün değil, Peygamber Efendimiz asm.ın tavsiyesi üzerine kendisi ayrılmıştır.

Ebu Zer (ra), fıtraten sert mizaçlı olup sünnette yapılan en ufak bir tavize dahi şiddetle muhalefet ederek bazı sosyal problemlere sebeb oluyordu. Kimsenin mal biriktirip zenginleşmesini doğru bulmuyordu. Halbuki Müslümanlar çoğalmıştı ve sahabe olmayanlar artık daha fazla idi. Herkesin onun istediği gibi olması mümkün değildi. Bu sebeble, onun bu sert tarzı problemlere sebeb olmuş ve Medine'den ayrılarak Rebeze'de yaşamaka zorunda kalmıştır.

Fakat bundan dolayı Ebu Zer ra. Hz. Osman'a gücenmiş değildi. Hatta şöyle dediği rivayet edilir:

"Biz Ebubekir, Ömer, Osman ve ben (Ebu Zer) ve Enes Peygamber asm. ile beraberdik. Resulullah asm. avucuna yerden küçük taşlar aldı. Taşlar tesbih etmeye başladılar. Sonra sıryala Ebubekir, Ömer ve Osman'ın (ra) ellerine koydu. Yine tesbih ettiler. Daha sonra benim ve Enes'in ellerine koyunca sustular."

Ebu Zer (ra) bu rivayetle alakalı olarak, "Ben bu hadiseyi gördükten sonra Osman'ın aleyhinde bulunmam" dediği rivayet edilmiştir.

Çünkü Osman (ra)'ın elinde tesbih eden taşlar kendi elinde tesbih etmemekle Allah'a yakınlıktaki farklarını çok açık bir şekilde göstermiştir.

Hz. Osman'ın hilafetindeki icraatleri hakkında çok tenkidler, hatta iftiralar olmuştur. Tahminimizce bu su-i zanların önünü evvelden kesmek için Resul-ü Ekrem asm. efendimiz, Tebük Seferi öncesinde , Hz. Osman'ın ordunun üçte birini tek başına donatmasından duyduğu memnuniyetle. "Bundan sonra Osman'a işledikleri için bir sorumluluk yoktur" (Suyûtî, Târihul-Hulefâ,169)" buyurmuştur. Yani yapacağı hata veya yanlış olursa amel defterine yazılmayacaktır.

Yani onun niyeti halistir. Ne yaparsa öylesinin doğru olduğunu düşündüğü için yapar ve aleyhine yazılmaz.

Dolayısıyla biz Müslümanlar, "Hz. Osman'ın hilafet dönemi hakkında duyduğumuz bazı dedikodular ne olursa olsun, onun en büyük üçüncü sahabe ve üçüncü halife oluşuna ve tek gayesinin Allah rızası oluşuna ve yaptığı büyük hizmetlere ve Resululllah'a sav. olan yakınlığına (ki iki kızını onunla evlendirmişti) zarar vermez, onun niyeti halistir. Biz bu gün tarihin bahsettiği hadiselerin iç yüzünü ve perde arkasını bilemeyiz. Kendisi hakkında 'işledikleri için bir sorumluluk yoktur' buyrulmuş olan bu yüce sahabi hakkında kalbimizi bozmamız doğru olmaz" demeliyiz ve ona karşı vazifemiz olan sevgi ve hürmetimizi muahafaza etmeliyiz.


Yorum Yap

Yorumlar

Yüce Rabbim ebeden daimen razı olsun. Bu konuda gerçekten çok sıkıntı yaşıyordum. Sorunlar çüzüldü Allah'ın izini ile...
Gönderen: BAHATTİN DOĞAN
Tarih: 8.06.2010 19:28:27