Ahmed Hüsrev Altınbaşak

13.11.2025

10

Zübeyr Gündüzalp'in Ahmed Hüsrev Altınbaşak Efendi'den Helallik İstemesi

Burada bir şey araştırırken, birinin muhalif kesimle alâkalı sorusuna, Zübeyir Gündüzalp’in Hüsrev Efendi’den helâllik istediğini anlattığınızı gördüm. Bu mevzuyu ilk defa duyuyorum. Hangi konuda helâllik istemiş? Bu konuda yazılı beyanat var mıdır?

18.11.2025 tarihinde soruldu.

Cevap

Zübeyr Gündüzalp Abi Hüsrev Efendi Üstadımıza çok hürmetli, saygılı olmuş ve bu tavrını gerek vefatından çok önceleri gerekse kendi vefatından hemen önce mektuplarıyla bildirmiştir. Hüsrev Efendi Üstadımız da onun bu helallik dileğini müspet karşılamıştır. Mesela Zübeyr Gündüzalp Abi, Bediüzzaman Hazretleri’nin Emirdağ’a dönüşünü Hüsrev Efendi’ye şöyle bildirdi:

Aziz sıddık ve kahraman ağabeyim!

Evvelen: İstifsar-ı hatırla arz-ı hürmet eder, ellerinizden öperim. (…) Hazret-i Üstad’ımız dün Emirdağı’na teşrif buyurdular. Bendeniz mahkeme gününü burada bekleyeceğim. Az da olsa bu ayrılık çok acı geldi. Mübarek odasına çıkamıyorum. Ancak namazı orada teessür ve yeis içinde kılıyorum. Emniyete haberleri olsun kabilinden gideceğini söylediğim zaman, şöyle dediler: ‘Hoca Efendi’nin hiç bir şeyine müdahaleye kanunen hakkımız yoktur. Türkiye’de altmış üç vilâyet var. Arzu ettiği vilâyet ve kazaya gider.’

Kahraman ağabeyim, dua ve himmetinizi yalvarırım. Bu kadar aceleyle yazabildim. El ve ayaklarınızdan öperim. 3.12.1949                                                                                        Çok kusurlu biçare Zübeyr[1]

Yine başka bir seferde şöyle yazmıştır:

“Aziz, sıddık, Nur Kahramanı ağabeyimiz efendimiz Hazretleri!

Evvelen: Arz-ı tâzimat ve ihtiramatla el ve ayaklarınızdan öper, muvaffakiyet, sıhhat ve afiyetinize âcizâne dualar eder, dualarınızı rica ederiz.

Sâniyen: Hazret-i Üstad’ımıza ait iki sandığın Urfa’ya gönderildiği ve Hüsnü ve Abdullah kardeşlerimiz hakkındaki mübarek mektublarınızı aldık. Biz de siz mübarek ağabeyimizin bayramlarını tebrik eder, el ve ayaklarınızdan öperiz..[2]

Zübeyr Abi’nin ömrünün sonlarında Hüsrev Efendi Üstadımızdan istediği helallik ise şu mektupta açık bir şekilde gözükmektedir:

Çok mübarek ve çok aziz ve sevgili ağabeyim efendim!

Kemal-i hürmet, tâzimle ellerinizden öper, nurun gayet geniş dairelerdeki fütûhat ve neşriyat bayramıyla beraber idrak ettiğiniz mübarek Kurban Bayramı’nızı ruh u canımla tebrik eder, makbul ve müstecab dualarınıza her gün için dahil etmenizi dilerim. (…)

Cenab-ı Hak’tan siz ağabeyimiz efendimize uzun ömürler dilerim. Nur Camiasının başında daha çok uzun seneler bulunmanızı, bu mukaddes hizmette ebediyen muvaffak ve payidar olmanızı niyaz ederim.

Muazzez efendim! Bu biçare ve çok hakir ve çok kusurlu kardeşinize dua ettiğinizi Üzeyir kardeşimizden duyunca dünyalar benim olmuş gibi memnun oldum. Ciğerlerimden, kalbden, mideden, romatizmadan, safra kesesinden ve sinirlerden o kadar hasta oluyorum ki, günlerimin hemen hepsi yatmakla geçiyor. Böyle hizmetsiz, böyle boş boşuna ömür geçirmek bana çok ağır geliyor. Ölümü çok istedim ve istiyorum. Böyle hizmetsiz bir halde yaşamaktansa ölmek daha evladır diyorum. Hem böyle çok elemli ve çok azaplı ve sıkıntılı bir hayatta olmam, hem de size bir rahatsızlık vermemeleri için çok ihtiyatlı olmam yüzünden gerek ziyaretinizde, gerek mektubla arz-ı ihtiramda bulunmakta kusurlarım oldu. Beni helal ediniz. Çünkü Üstad’ımızın âhirete teşrifinden sonra birçok hususlarda olduğu gibi sizden de (sizin hakkınızda da) çok soru sual ettiler. Tehditlerle, şiddetle bir şeyler söyletmeye çalıştılar. Bilhassa Nur Talebeleri’nin sizin hakkınızda olan kanaat ve bağlılıklarını söyletmeye çalıştılar.[3] Elhamdulillah muvaffak olamadılar. Beni uzun zaman polis ekipleri jiple takip ettiler. Hâlâ da yine boş bırakmıyorlar. Fakat eskisi kadar değil. İşte bu sebeblerden size mektub dahi yazamadım. Kusurumu afv buyurun.  (…) Hürmetle el ve ayaklarınızdan öper dualarınızı rica ederim efendim.

El-Bâkî Hüve’l-Bâkî çok kusurlu ve alîl (hasta) zelil kardeşiniz Zübeyr”[4]


[1] Heyet, Bediüzzaman Said Nursî ve  Hayru'l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, c.2, s. 928

[2] Heyet, Bediüzzaman Said Nursî ve  Hayru'l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, c.3, s. 1106

[3] Zübeyir Ağabey’in bu ifadeleri, Risale-i Nur’un gizli düşmanlarının Nur Talebeleri’ni Hüsrev Efendi’den koparmak için nasıl planlı bir hareket içerisinde olduklarını açıkça göstermektedir.

[4] Heyet, Bediüzzaman Said Nursî ve  Hayru'l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, c.3, s. 1187


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız