Camiler de ezan okunduktan sonra farklı bir yerde farklı bir cemaat de namaz kılınacağı esnasında tekrar ezan okumak gerekiyor mu?

Bu noktada kitaplarda geçen izahların bir kısmı şöyledir:

Ezan namazın sünnetidir. Vaktin sünneti değildir. (İbni Abidin) Bundan anlaşılan vakit girer girmez okumak değil namaz kılınacağı zaman ezan okumaktır.

Ezan beş vaktin farzları için sünnettir. Bunda cuma da dahildir. «Bahır». Sefer ve hazar halleriyle yalnız ve cemaat hallerinede şâmildir. «Mevahibü'r-Rahman, ile «Nuru'l-İzah»da, «Velev ki yalnız kılsın. Ve kıldığı edâ veya kaza olsun. Kendisi ister evinde ister sefer de bulunsun.» denilmiştir. Lâkin şehirde evinde kılan kimsenin ezanı terk etmesi mekruh değildir. Zira mahallenin ezanı ona kâfidir. 

(İbn Abidin)

İbni Hacer «Tuhfe» adlı eserinde yolcunun ardından ezan ve ikamet getirilmesini(n mendup olduğunu) ilâve etmiştir. (İbn Abidin) 

Seferinin veya mukimin, evlerinde ezan okumaları, menduptur.

( Fetavay-ı hindiye)

Farz namazları, ezansız ve ikametsiz olarak, mescitte ce­maatle kılmak mekruhtur. Fetâvâyi Kâdîhan'da da böyledir.

Şehirde oturanların mahallelerinde, ezan okunuyor, kamet ediliyorsa, ister yalnız olsun, ister cemaatle olsun, ezansız ve kametsiz namaz kılmalarında, bir kerahat yoktur.

Fakat: Efdal olan, bunların namazlarını ezan ve kametle kılmala­rıdır. Timurtâşi'de de böyledir.

Şehirli bir kimsenin, oturduğu mahallesinde ezan okunmazsa, o kimsenin, ezanı ve kameti terketmesi mekruh olur. Şayet, yalnız ezanı terk etmiş olursa mekruh olmaz. Fakat bu kimse, kameti terk ederse, mekruh olur. Timurtaşî'de de böyledir.

(Fetavay-ı hindiye)