Harf Ne Demektir?
Harf kelimesi, sözlükte “bir şeyin kenarı, yön, üslûp, lügat, kıraat, lehçe” gibi manalara gelmektedir. Kıraat ilminde ise yedi harfin içeriğini oluşturan okuyuşların her birini ifade etmektedir.
Yedi Harf İle İlgili Hadisler
Çeşitli Hadis-i şeriflerde Kur'an'ın yedi harf üzere nazil olduğu ifade edilmiştir. Bu konu ile ilgili bir hadis şöyledir;
Ubeyy b. Ka'b'tan nakledilmiştir: "Hz. Peygamber, Benu Gıfar suyunun yanında iken, Cebrail ona geldi ve dedi ki: “Muhakkak Allah, ümmetinin Kur'an'ı bir harf üzere okumalarını sana emrediyor, Hz. Peygamber (sav) de: “Allah'tan bağışlanmamı isterim, ümmetimin buna gücü yetmez,” dedi. Bu şekildeki konuşmalar üç defa tekrar etti. Dördüncüde Cebrail: “Allah ümmetine Kur'an'ı yedi harf üzere okumalarını emrediyor, hangi harfi okurlarsa isabet ederler,” dedi.”[1]
Başka bir hadis-i şerif ise şöyledir;
Hz. Ömer’den (ra) rivayet edilmiştir: "Resulullah (sav) hayatta iken Hişam b. Hakim'in (namazda) Furkan Suresi'ni okuduğunu işittim. Hişam bu sureyi Hz. Peygamber'in (sav) bana öğrettiğinden farklı bir şekilde okuyordu. Az kalsın üzerine atılacaktım, fakat selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez: "Bu sureyi sana bu şekilde kim okuttu?" diye sordum. Hişam: "Resulullah okuttu" dedi. Ben de ona; “Yalan söylüyorsun, çünkü Peygamber bu sureyi bana senin okuduğundan farklı bir şekilde okuttu, dedim, yakasından tutarak onu Resulullah (sav)'m huzuruna götürdüm ve “Ey Allah'ın Resulu! şu adamın Furkan suresini, senin bana öğrettiğinden farklı bir biçimde okuduğunu işittim, dedim. Hz. Peygamber (sav) bana: “Hişâm'ın yakasını bırak" dedi ve ona da “Ey Hişam! Oku” diye emretti. Hişam da söz konusu sureyi, daha önce kendisinden işittiğim gibi okudu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); “Bu sure böyle indirildi, buyurdu. Sonra da bana dönerek: “Ey Ömer! Oku" diye emretti. Ben de Resulullah (sav)'ın vaktiyle bana okuttuğu gibi okudum. Hz. Peygamber bana da: “Bu sûre böyle de indirildi. Kur'ân yedi harf üzere indirildi. Hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyun, buyurdu”[2]
Başka bir hadis ise şöyledir;
İbn Abbas'tan nakledilmiştir: Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Cibril bana Kur'an'ı bir harf üzere okuttu. Ancak artırması için müracaatta bulundum. Tekrar tekrar aynı müracaatımı yapıyordum, o da her seferinde artırıyordu. Nihayet yedi harfe kadar çıkıp orada kaldı.”[3]
Yedi harfle ilgili hadisler burada zikrettiklerimizden ibaret değildir. Bu konudaki hadislerin sayısı 46 olup, bunlardan 34 tanesi herhangi bir tenkide tabi tutulmayacak derecede sahihtir.[4] “Kur'ân yedi harf üzere nazil olmuştur, ondan kolayınıza geleni okuyunuz" sözü, tevatür derecesine ulaşmıştır.[5]
Yedi Harf Nedir?
Yedi Harfin mahiyeti hususunda bir çok görüş ortaya atılmıştır. Bunların bir kısmı zayıf olarak değerlendirilmiş bir kısmı ise kuvvetli görüşler olarak yerlerini almışlardır. Bu kuvvetli görüşlere göre Yedi Harften maksat;
1) El-kırâe bi'l-ma'nâ yani alternatifli okuma demektir. Bir başka ifade ile eş anlamlı kelimeleri birbirinin yerine koyarak okuma tarzıdır.[6] Bu da Kur’an’ın tamamında değil muayyen yerlerinde söz konusudur. Taberi ve Tahavi bu görüştedir. Örneğin; Hz. Ömer “فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ” âyetini “فَْامضوا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ ”şeklinde okumuştur.[7] Yine Enes b. Malik (وَاَقْوَمُ قٖيلاًؕ) ayetini (وَاَصْوَبُ قٖيلاًؕ)şeklinde okumuş, itiraz gelince de (اَصْوَب/اَقْوَمُ/ اهدى) kelimelerinin aynı manayı ifade ettiğini söylemiştir.[8]
2) Diğer bir görüşe göre Yedi harf, Arap kabilelerinden yedisinin kullandığı lehçe ve lügat demektir.[9] Beyhakî, Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam, İbn Atiyye gibi âlimler ise bu görüştedir. Bilindiği gibi lehçe bir dildeki, ses, yapı ve söz dizimi bakımından ortaya çıkan farklılıklar demektir. Buna göre bu görüşü ileri sürenlerin yedi harfle, değişik Arap kabilelerinde kullanılan dilin özellikle ses ve yapı açısından değişik versiyonlarını kastettikleri ileri sürülebilir. Örneğin “حتى” kelimesinin bazı kabilelerde “عتى” şeklinde okunması ve telaffuz edilmesi gibi.[10]
Şuna dikkat edilmelidir ki yedi harf lafızdaki değişikliktir, manalar da ise herhangi bir değişiklik yoktur. Bu da, Kur'an’ın muayyen yerlerindedir. Her yerinde veya her kelimesinde böyle bir şey söz konusu değildir.
Birinci asrın ilk yarısından itibaren Kureyş Lehçesinin yayılması Arap ve Arap olmayan Müslüman çocuklarının bu lehçe üzerine terbiye edilmesiyle, yedi harf meselesi ehemmiyetini kaybetmiştir.[11]
[1] Müslim, Salâtul-müsâfirîn, hd no: 274; Ebû Dâvûd, el-Vitr, 22; en-Nesâî, el-İftitâh, 38; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 128.
[2] Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 5, 27; et-Tevhîd, 53; Bedü'l-halk, 6; el-Husumât, 4; Müslim, Salâtu'l müsâfirîn,
hd no: 270; Ebû Dâvûd, el-Vitr, 22; et-Tirmizî, el-Kıraat, 11; en-Nesâî, el-İftitâh, 38.
[3] Buhârî, Fedâilu'l-Kur'ân, 5; Müslim, SalâtuT-müsâfirîn, hd no: 272.
[4] Şâhin, Abdussabûr, Târîhu'l-Kur'ân, s.25 , Çetin Abdurrahman, "Kur’ân'ın İndirildiği Yedi Harf", İAD., c.1, s. 74.
[5] İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, s.94
[6] İbnul-Cezerî, etı-Neşr, c.1, s. 80; ez-Zerkeşî, el-Burhân, (Muhammed Ebu'1-Fadl İbrahim), Mısır
1972, c.1, s. 220.
[7] Mukaddimetân fi ulûmi'l-Kur'ân, (neşr. A. Jeffery,), y.y, s. 222.
[8] el-Kurtubî, el-Câmi'li ahkâmi'l-Kur'ân, Beyrut 1405/1985, c.1, s. 48.
[9] İbnuT-Cezerî, en-Neşr, c.1, s. 75.
[10] Muhsin Demirci, Tefsir Usulü, İfav Yay., İstanbul 2015, s. 112
[11] İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usulü, Ankara 1971, s.97