Bedîüzzamân Hazretlerinin hadis imamlarının güvenilirliği hakkında söylediği sözleri izah edecek olursak;
Evet, muhaddisînin muhakkikîninden ‘el-Hâfız’ ta‘bîr ettikleri zâtlar, lâakal yüz bin hadîsi hıfzına almış binler muhakkik muhaddisler, hem elli sene sabah namazını ışâ abdestiyle kılan müttakî muhaddisler; ve başta Buhârî ve Müslim olarak Kütüb-ü Sitte-i Hadîsiye sâhibleri olan ilm-i hadîs dâhîleri, allâmeleri tashîh ve kabul ettikleri haber-i vâhid, tevâtür kat‘iyetinden geri kalmaz.1
Hadis âlimleri içinde öyle muhakkik, hâfız ve takvâ sahibi büyük zatlar vardır ki; onların sahih kabul ettiği hadisler, güvenilirlik bakımından kesin bilgi ifade eden tevâtür derecesine çok yakındır. Çünkü onların ilmi, hafızası, titizliği ve takvası, hata payını neredeyse sıfıra indirir. Mesela İmam Mâlik 100 bin hadis, Ahmed b. Hanbel "bir milyon" hadis ezberlemiştir.
Evet, fenn-i hadîsin muhakkikleri, nekkādları o derece hadîs ile hususiyet peydâ etmişler ki, Resûl-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın tarz-ı ifâdesine ve üslûb-u âlîsine ve sûret-i ifâdesine ünsiyet edip meleke kesb etmişler ki, yüz hadîs içinde bir mevzuu görse, “Mevzu‘dur” der. “Bu hadîs olmaz. Ve Peygamber’in (asm) sözü değildir” der, reddeder. Sarrâf gibi hadîsin cevherini tanır. Başka sözü ona iltibâs edemez.2
Bu zatlar o kadar çok hadis ilmi ile meşgul olmuşlar ki Peygamber Efendimiz’in (sav) konuşma tarzını, üslubunu, ifade biçimini öylesine iyi tanımışlardır ki, bir hadisi duyduklarında onun gerçekten Hz. Peygamber’e ait olup olmadığını hemen fark ederler. Yüzlerce sahih hadisin arasına bir uydurma söz karışsa, onu “Bu Resûlullah’ın sözü olamaz” diyerek ayırt ederler. Nasıl bir sarraf sahte altını gerçek altından hemen tanırsa, bu âlimler de sahih hadisin “cevherini” o kadar net tanırlar ki, başka birinin sözü onlara karışmaz.
Sahâbeden sonra Tâbiînin eline geçtiği vakit, tevâtür sûretini alır. Hususan Buhârî, Müslim, İbn-i Hibbân, Tirmizî gibi kütüb-ü sahîha, tâ zaman-ı Sahâbeye kadar o yolu o kadar sağlam yapmışlar ve tutmuşlar ki, meselâ Buhârî’de görmek, aynı Sahâbeden işitmek gibidir.3
Hadis ilmi öyle sağlam bir zincir hâlinde korunmuştur ki, sahih hadis kitaplarında yer alan rivayetler, senetleriyle birlikte Hz. Peygambere (sav) kadar emin bir şekilde ulaşır; dolayısıyla Buhârî’de bir hadisi okumak, sahabelerden dinlemek kadar güvenilir kabul edilir.
Bu konuda detaylı izah için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/19-mektub-serh-ve-izah-5
https://www.risale.online/soru-cevap/hadislerin-gunumuze-kadar-saglam-olarak-ulasmasi
Bediüzzaman Said Nursi, Zülfikâr, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 231.
Bediüzzaman Said Nursi, Zülfikâr, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 231-232.
Bediüzzaman Said Nursi, Zülfikâr, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 260.

