Soru

“Mümin ülfet eder ve kendisiyle ülfet edilir. Ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur.”

Bu hadis-i şerifi nasıl anlamalıyız? Herkes ile çok yakın mı olmamız gerek? Peygamberimizin (sav) insanlarla iletişimi nasıldı?

Tarih: 17.04.2025 22:30:00

Cevap

Allah Resûlü (sav): “Mümin ülfet eder ve kendisiyle ülfet edilir. Ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet edilmeyen kimsede hayır yoktur.[1] Buyurmuştur. Benzer rivayetler hadis kaynaklarında farklı şekillerde geçer. Ünsiyet ve ülfet ifadeleri, yakınlık kurulamayan veya dostluk edilemeyen kişide hayır olmadığı anlamlarına gelmektedir. Ayrıca sosyal ilişkilerin önemi, cemaatten ayrılmamanın gerekliliği ve iyi arkadaşlıkların değeri gibi konulara değinilmektedir ki bu da söz konusu ifadenin ima ettiği anlamlarla örtüşmektedir.

Ebu Davud’da geçen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendizimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “İnsanların arasına katılıp da onların eziyetlerine katlanan bir mü’minin ecri, insanların arasına katılmayıp onların eziyetine katlanmaktan uzak kalan bir mü’minden daha fazladır.”[2] Bu hadis, sosyal etkileşimden kaçınmanın ve yalnızlığın dinen tercih edilen bir durum olmadığını vurgulamaktadır. Kendisiyle ünsiyet kurulamayan bir kişinin toplumdan uzak durması veya başkalarının ondan uzak durması durumunda, hadisin işaret ettiği ecirden mahrum kalma ihtimali vardır. Aynı hadisin devamında, cemaatten (İslam topluluğundan) ayrılmamak ve tefrikadan sakınmak gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Şeytanın yalnız kalanla beraber olduğu, birlik olan iki kişiden ise daha uzak olduğu hatırlatılmıştır. Bu da ünsiyet ve birlikteliğin önemini ve yalnızlığın potansiyel risklerini ortaya koymaktadır.

İslam, sadece bireysel ibadetlerden ibaret değildir; güzel ahlak, insanlarla iyi geçinmek, topluma faydalı olmak da ibadettir. Elbette herkesle çok samimi olmak zorunluluğu yoktur. Fakat herkese karşı âdil, anlayışlı, iletişime açık ve yumuşak huylu olmak Müslümanca bir tavırdır.

Rehberimizi ve önderimiz Sevgili Peygamberimizin (sav) ünsiyet yönü çok güçlüydü. O'nunla oturan kalkmak istemezdi, O'nu gören hemen yakınlık hissederdi. Peygamber Efendimiz’in (sav) güzel ahlakından birkaç misal verelim:

1. Her seviyedeki insanla iletişim kurması: Çocuklara eğilir, yaşlılara hürmet eder, kadınların sorunlarını dikkatle dinler, kölelerle oturup yemek yerdi.

2. Sahabenin onun yanında kendini özel hissetmesi: Her sahabe onun kendisini daha çok sevdiğini sanırdı. Çünkü Peygamberimiz (sav) insanlara özel ilgi gösterirdi.

3. Güler yüzlü ve tatlı dilli olması: Tebessüm sadakadır.”[3] Buyurur ve insanlara sürekli güler yüz gösterirdi. Kaba sözden sakınır, kırmadan ve incitmeden insanları uyarırdı.

4. Zor insanların bile ona ısınması: Hatalı davrananları bile utandırmadan terbiye eder, kazanmaya çalışırdı. Birgün bedevî bir adam mescide bevlederken sahabeler adamın bu hareketinden dolayı öfkelendi, Peygamber Efendimiz (sav) ise onu azarlamak yerine mescidin adabını güzelce anlattı ve adam İslam’a ısındı.


[1] Ahmed b. Hanbel, müsned C.2, 400

[2] Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 10/201

[3] Tirmizî, Birr, 36


Yorum Yap

Yorumlar