Soru

Güneşin Harareti ve Elektrik ile Çarpması

'Güneşin harareti elektrikle çarpmasıdır ki, Amerika'da beş saat bütün makinaları durdurmuş ve Kastamonu vilâyeti cevvinde ve havasında semâyı kızartmış, yangın sûretini vermiş, diye mânâsız hezeyanlar ediyorlar." cümlesini izah eder misiniz?

Tarih: 27.04.2015 11:22:32
Okunma: 4635

Cevap

Bahse konu yer şöyledir:

"Meselâ, bu âhirde beşerin bir derece umumiyet şeklini alan zulümlü, zulümâtlı isyanından kâinât ve anâsır-ı külliye kızdıklarından ve Hâlik-ı Arz ve Semâvât dahi, değil hususî bir rubûbiyet, belki bütün kâinâtın, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâkimi haysiyetiyle, küllî ve geniş bir tecellî ile kâinâ­tın heyet-i mecmûasında ve rubûbiyetin dâire-i külliyesinde nev‘-i insanı uyandırmak ve dehşetli tuğyânından vazgeçirmek ve tanımak istemedikleri kâinât sultanını tanıttırmak için, emsâlsiz kesilmeyen bir su, hava ve elektrikten zelzeleyi, fırtınayı ve harb-i umûmî gibi umûmî ve dehşetli âfâtı nev‘-i insanın yüzüne çarparak; onunla hikmetini, kudretini, adâletini, kayyûmiyetini, irâdesini ve hâkimiyetini pek zâhir bir sûrette gösterdiği halde; insan sûretin­de bir kısım ahmak şeytanlar ise, o küllî işârât-ı Rabbâniyeye ve terbiye-i İlâhiyeye karşı eblehâne bir temerrüd ile mukā­bele edip diyorlar ki: “Tabiattır, bir ma‘denin patlamasıdır, tesâdüfîdir. Güneşin harâreti ve elektrikle çarpmasıdır ki, Amerika’da beş saat bütün makineleri durdurmuş. Ve Kastamonu vilâyeti cevvinde ve havasında semâyı kızart­mış, yangın sûretini vermiş” diye ma‘nâsız hezeyanlar ediyorlar. Dalâletten gelen hadsiz bir cehâlet ve zındıkadan neş’et eden çirkin bir temerrüd sebebiyle bilmiyorlar ki, esbâb yalnız birer bahanedirler, birer perdedirler. Dağ gibi bir çam ağacının cihâzâtını dokumak ve yetiştirmek için bir köy kadar yüz fabrika ve tezgâh yerine, küçücük çekirdeğini gösterir: “İşte bu ağaç bundan çıkmış” diye Sâni‘inin o çamdaki gösterdiği bin mu‘cizâtı inkâr eder misillü, bazı zâhirî sebebleri irâe eder. Hâlik’ın ihtiyâr ve hikmet ile işlenen pek büyük bir fiil-i rubûbiye­tini hiçe indirir. Bazen gayet derin ve bilinmez ve çok ehemmiyetli, bin cihette de hikmeti olan bir hakîkate fennî bir nâm takar. Güya o nâm ile mâhiyetianlaşıldı, âdîleşti. Hikmetsiz, ma‘nâsız kaldı. İşte gel, belâhet ve hamâkatin nihâyetsiz derecelerine bak ki, yüz sahîfe ile ta‘rîf edilse ve hikmetleri beyân edilse, ancak tamamıyla bilinecek, derin ve geniş bir hakîkat-i mechûleye bir nâm takar,ma‘lûm bir şey gibi: “Bu, budur” der. Meselâ güneşin bir maddesi, elektrikle çarpmasıdır. Hem bir irâde-i külliye ve birer ihtiyâr-ı âm ve birer hâkimiyet-i nev‘iyenin ünvanları bulunan ve ‘âdetullâh’ nâmı ile yâd edilen fıtrî kanunların birisine, hususî ve kasdî bir hâdise-i rubûbiyeti ircâ‘ eder. O ircâ‘ ile onun nisbetini, irâde-i ihtiyâriyeden keser. Sonra tutar, tesâdüfe tabiata havâle eder. Ebucehil’den ziyâde muzâaf bir echeliyet gösterir. Bir neferin veya bir taburun zaferli harbini, bir nizâm ve kānûn-u askeriyeye istinâd edip, kumandanından, padişahından, hükûmetinden ve kasdî harekâttan alâkasını keser misillü, âsî bir dîvâne olur. Hem meyvedâr bir ağacın bir çekirdekten îcâdı gibi, bir tırnak kadar bir odun parçasından çok mu‘cizâtlı bir usta, yüz okka muhtelif taâmları, yüz arşınmuhtelif kumaşları yapsa, bir adam o odun parçasını gösterip dese: “Bu işler tabîî ve tesâdüfî olarak bundan olmuş.” O ustanın hârika san‘atlarını, hünerlerini hiçe indirse, ne derece bir hamâkattir." (14. Söz)

 

Evvela sizin sorduğunuz yeri tabiatçiler ileri sürüyorlar. Onlar adetullah denilen şeriat-ı fıtriyeye kendilerine göre bir isim takıyorlar. Bu şekilde her şeyi açıkladıklarını zan ediyorlar. Mesela hayvanlardaki sevk-i ilahiyi keşfetmişler. Bunu Allah'a vermek yerine tabiate vermek için içgüdü ismini vermişler. Fakat buradaki hikmetleri ve manaları izah etmiyorlar.

Bununla birlikte Güneşin elektrikle çarpması hususu bilim adamları tarafından şöyle izah edilmektedir:

Hikmeti ilahi, güneş her 11 yılda manyetik aktiviteleri artarak kaynar, ve manyetik alanı yönü ters döner (kuzeyi güney olur).  Bu esnada, uzaya lav diyelim, yüksek hızla giden parçalar atarlar.   Eğer bu hızlı lavlar, bizi direk hedef almış olsa yapacak bir şey yok, dünya mahv olur. Bu her 11 yılda olur ve nasıl koruma altındayız düşünün.  Biz püskürtülen parçacıklar hedefinde olmasak ta bazen, bir kısmı bize ulaşırlar, bunlar elektrik yükü olan proton vs gibi zerrelerdir.  Eğer dünyanın manyetik alanı olmasaydı, bu zerrelerin hucumu altında atmosfer/hava diye bir şey kalmazdı.  manyetik alan bunları çevre yolu gibi alıp kuzey kutbuna götürür, burda havayı iyonize eden bu zerreler kutup ışıması denen kutupta görülen hadiseye neden olurlar.  Evet bu zerrlerin elektrik yükü olduğundan bir nevi elektrik cereyanı/akımı gibidirler.  Bir kaç sene önce olduğu gibi bazen, elektrik şebekesine, haberleşme sistemlerine zara verirler ve bu değişik zamanlarda gerçekleşmiştir.


Yorum Yap

Yorumlar

bu sorumu yaklaşık olarak 1 ay önce sordum ama cevabını ne zaman alabilirim acaba ?
Gönderen: CANSU KILIÇ
Tarih: 16.05.2015 19:58:46