Şu cümleyi izah edebilir misiniz? "Ancak o rahmetin şe’nindendir ki, firâk-ı ebedîyi hicrân-ı lâyezâlîye, hicrân-ı lâyezâlîyi firâk-ı ebedîye ve adem-i mutlakı da her ikisine musallat eder ki, o firâkların, o hicranların kökleri ortadan kalksın."
Öncelikle burada geçen kelimelerin lügatlarını vermek açıklamamıza katkı sağlayacaktır.
Firak-ı ebedi: Daimi yani sonsuz ayrılık demektir.
Hicran-ı Layezali: Sonu gelmeyen üzüntü ve keder manasındadır.
Adem-i Mutlak ise: Mutlak yokluk ve hiçliktir.
Şimdi yukarıdaki soruyu bu lügatler ve parçanın içerisinde geçtiği yeri de göz önüne alarak değerlendirecek olursak.
Firak-ı ebedi, hicran-ı layezaliye sebeptir. Yani sonsuz ayrılıkta sonsuz üzüntü vardır.
Fakat Cenab-ı Hak, sonsuz merhamet, lütuf ve kerem sahibi olduğu için ebedi yokluğa ve sonu gelmeyen üzüntüye musade etmemiştir. Bu sebeple firak-ı ebediye ve hicran-ı layezaliye adem-i mutlakı musallat edip yani sonsuz ayrılığı ve neticesindeki sonu gelmeyen üzüntünün varlığına müsade etmeyip yokluğa atmış ve insanları bu belanın pençesinden kurtarmıştır.