Kadın kocasının soyadını alırsa lanetlenir şeklinde lafzen bir hadis yoktur. Lânet ihtiva eden sahih rivayetler, cinsiyet farkı gözetmeksizin herkes için geçerli olan nesebi babadan başkasına nispet etmeyi yasaklar. Dolayısıyla “kadın soyadını değiştirirse lanetlenir” şeklinde mutlak bir hüküm, isabetli değildir. Doğrusu şöyledir: “Nesebi değiştirmek/başkasına nispet etmek haramdır ve lânete uğrar.
Soyadı ile nesep (baba adı) aynı şey midir?
Nesep: “Falancanın oğlu/kızı” şeklindeki babaya nispet edilen aidiyetidir. Değiştirilemez, gizlenemez hükmü ayet ve hadis ile sabittir. Kuran-ı Kerim'de;
“Onları (evlâdlıklarınızı kendi) babalarına nisbet ederek çağırın! Bu, Allah katında daha doğrudur.”[1]
Bu ayet, Zeyd b. Hârise’nin bir dönem “Zeyd b. Muhammed” diye çağırılmasını yasaklayarak nesebin asla değiştirilmemesini emretmiştir.
Bir hadiste, Peygamber efendimiz (sav)
“Nesebini kendi babasından başkasına isnat eden veya kendi efendisinden başkasını efendi edinen kimseye lânet etmiştir.”[2]
Soyadı: Birçok ülkede, idari bir “aile adı/etiket” olup “baba adı” bilgisinden ayrı tutulur (nüfusta ayrıca “Baba adı: …” alanı vardır). Bu durumda soyadı nesebin yerini tutmaz. Soyadının, salt idari bir aile etiketi olarak kullanıldığı; baba adının ayrı kaydedildiği ve bilinmeye devam ettiği sistemlerde, kadının kocasının soyadını idari gerekçeyle kullanması caizdir.
1934 Soyadı Kanunu ise, idari bir sistemi getirmiş; hukuken kişilerin soyadı taşıması zorunlu kılınmıştır. Kendisi doğrudan “kimin babasıdır” sorusunu değiştirmez; hukuken “soyadı” ile biyolojik/nesebi ilişki farklı alanlardır.
Baba adı resmî kayıtlarda yazılı ve açık kalmalı, Tanıtım/ilmî/ibadet bağlamlarında “falancanın kızı/oğlu” ifadesi baba üzerinden yapılmalı, çocukların nesebi babalarına nispet edilerek sabit tutulmalıdır. Kişinin, “filânın oğlu/kızı” bilgisini değiştirerek, kendini babasından başkasına nispet etmesi, babasının adını gizlemesi/inkâr etmesi nesebi saklamak ve değiştirmek uygun olmaz.
Bu konuda birçok hadisi şerif vardır:
“Her kim babasından başkasını kendine babalık iddia ederse, Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun.”[3]
Mücahid der ki: Filan kişi Cunade b. Ebi Umeyye olarak anılmak isteyince Abdullah b. Amr (ra) şöyle dedi: Resulullah (sav):
''Kendini babasından başkasına nispet eden kişi, cennetin kokusunu dahi alamaz. Cennetin kokusu da yetmiş yıl öteden veya yetmiş yıllık bir yol mesafesinden duyulabilir'' buyurdu.[4]
İbn Abbas'ın (ra) bildirdiğine göre Resulullah (Sav) şöyle buyurmuştur:
''Allah'ın meleklerin ve tüm insanların laneti, kendini babasından başka bir babaya nispet eden kişi ile (kendisini azat eden) efendilerinden başkalarını efendi edinen kölenin üzerine olsun.''[5]
Ebu Zer (ra) der ki: Resulullah (sav)'in şöyle buyurduğunu işittim:
''Kim babası olmadığını bildiği halde birinin, babası olduğunu iddia ederse küfre girmiş olur. Kim de kendisinin olmayan bir şeyin kendisine ait olduğunu iddia ederse bizden değildir ve cehennemdeki yerine de hazırlansın.[6]
Ebu Hureyre (ra) der ki: Resulullah (sav)'in:
''Babalarınızdan yüz çevir (ip kendinizi başka babalara nispet et)meyin. Bu şekilde babasından yüz çevirenler küfre girmiş olur'' buyurduğunu işittim.[7]
Burada dikkat edilecek nokta; kastedilen şey, gerçek babasını inkâr etmek veya nesep değiştirmektir. Bazı âlimler, soyadının toplumda nesep izlenimi doğurduğu yerlerde ihtiyaten kadının kendi soyadını muhafaza etmesini veya çift soyadı uygulamasını güvenli görürler. Fakat bu görüş örf ve âdete göre yanlış anlaşılma riskine göredir. Soyadı, sadece idari etiket ise ve baba adı açıkça korunuyorsa, değiştirilmesini caiz gören kuvvetli görüşler vardır.
[1] Ahzâb 33/5
[2] İbn Mâce, Hudûd, 36
[3] Buhârî, Megâzî 38; Müslim, Îmân 114
[4] İbn Mace (261)
[5] İbn Mace (2609), Ebu Ya'la (2540) ve İbn Hibban (417)
[6] Buhari (3508, 6045), Müslim (129) ve İbn Mace (2319)
[7] Buhari, teraiz (8/194) ve Müslim, iman 1/80 (62)