Hüve nüktesindeki emir ve irade arşı tabirini açıklar mısınız?
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, hava tabakasının Allah’ın emir ve iradesinin bir arşı, yani merkezi olduğunu söyler. Bu ifadesindeki gaye, dünya âleminde Allah’ın emir ve iradesinin tecellilerinin en fazla hava âleminde göründüğünü ortaya koymaktır.
Çünkü havadaki yaratma hadiseleri, yeryüzündeki yaratmadan çok daha fazla ve çok daha hızlıdır. Yaratmak ise, muhakkak Allah’ın irade etmesi ve ol diye emretmesiyledir. Bu, Kur’an’da şöyle anlatılır:
“Bir şeyin olmasını dilediği (irade ettiği) zaman, O’nun emri, ona sâdece “Ol!” demektir, o da hemen oluverir.” (Yâsin, 82)
Üstad, Havadaki yaratmanın çokluğunu, gerek bahsettiğiniz Hüve Nüktesi’nde ve gerekse 28. Lem’a’da Kef-Nun bahsinde çok güzel numunelerle anlatır.
Özetle, her insanın ağzından çıkan bir kelime iken, bir anda yüz binler aded yaratılarak çoğaltılır. Bir radyo ya da televizyon vericisinden yapılan yayın, milyonlar yerde duyulup izlenecek kadar bir anda yaratılır. Bu şekilde yeryüzündeki bütün konuşmaları ve yayınları ve daha başka pek çok yaratmaları düşündüğümüzde, hava âleminin nasıl büyük bir yaratma faaliyetine mazhar olduğu anlaşılır.
Meselâ, toprak tabakasında bir çekirdekten bir ağacın çıkması ve ondan yüzbinler çekirdeğin yaratılması ne kadar uzun bir süre içerisinde olurken, hava tabakasında bu çoğaltarak yaratmalar bir anda, âdetâ zamansız meydana gelmektedir.
İşte havadaki bu kadar hadsiz ve hızlı yaratmalar, havanın Allah’ın emirlerine ve iradesine, yer yüzünün diğer tabakalarına nisbetle, çok daha fazla mazhar olmasını netice vermiştir. Bu yüzden emir ve iradenin bir arşı sayılmıştır denilebilir.