Ego nedir? Ego ve enenin ilişkisi var mıdır ? Varsa nasıldır? Nefs bunun neresindedir? Bu üç kavramı izah eder misiniz?
Ego; kişinin öz benliği, enaniyet, ben, nefis anlamındadır. Ene de; ben ve benlik manasındadır. Birçok edebî ve tasavvufî metinlerinde ene ve nefis aynı şey olarak zikredilmiştir. Ayrıca ego, günümüz kullanım dilinde enaniyetini yani kişinin benliğini çokca öne çıkarması ve kendini beğenmişlik, bencillik manasında kullanmaktadır. Kibir, böbürlenmek, büyüklenmek ve kendini beğenmişlik halleri hep egoyu ifade eder.
Ene Bediüzzman Hazretlerine göre, insanın nefsine takılmış olan bir latifedir. Lâkin öyle bir latife ki, içinde binlerle sırlı sıfatı, mizanı, hal ve hissi barındırmaktadır. Ta ki Rabbimizin bütün isimlerini bir derece de olsa bildirip tanıttırsın. Hem kâinattaki varlıkların hikmetlerini, vazifelerini ve gizemlerini açan bir anahtardır ene. Bu noktadan bir vahid-i kıyasi yani ölçü aleti olduğunu ifade eder Hz. Üstad. Meselâ, ben, şu evi nasıl yaptım, tanzîm ettim, idare ediyorum. Öyle de şu dünya hânesini birisi yapmış, tanzîm etmiş ve idare etmektedir, der. Yine, nasıl ki bu evin, arabanın veya eşyanın sahibi benim. Öyleyse bu koca kâinatın da bir sahibi vardır. O da Malikü'l-Mülk olan Hz. Allah'tır. Hem mesela ben emrim altında çalışanları görüyorum, onları dinliyorum ve ihtiyaçlarını karşılıyorum. Öyle de kâinattaki canlı-cansız bütün varlıkları gören, onların arzularını işitip ihtiyaçlarını gören Semî', Basîr ve Rezzak olan bir Allah vardır der. Bu kıyaslama ile ene, Allah'ın bütün isimlerini bir derece bildirip tanıtmaktadır.
Nefis ise Risale-i Nur'da iki ayrı manada kullanılmaktadır. Birici mana olarak nefis, bir kimsenin 'kendi öz varlığı, öz benliği, kişiliği' anlamındadır. Bir de her daim kötülüğü emreden 'Nefs-i Emmare' anlamında kullanılmaktadır. İnsanın imtihanında nefs-i emmare önemli bir yere sahiptir.
Rabbimizin hikmet gereği insan, nefsi ile imtihana tabi tutulmuştur. Bu cihetle nefis, oldukça tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken bir varlığımızdır. Nefis, eğer ıslah edilmez ve şımartılırsa insanı kötülüğe sürükler. Rabbi katında kötüler sınıfına yazılır, dünya ve ahirette nefsin kötü arzularına uymanın azab ve elemini çeker. Eğer nefis, ıslah edilir de kişi, onun değil Rabbinin izni dairesinde hayat yaşar ve kulluk vazifelerini yerine getirise o zaman nefsin mahiyeti değişir. Nefis onu Rabbine götürür ve insan Rabbine hakiki kul olur. Rabbi yanında iyiler sınıfına yazılır.
İnsanın nefsine dünya ve içindekiler şirin ve güzel gösterilmiş ve gaflet ve cehaletin de yardımıyla nefis dünyadan hiç doymayacak bir hal almıştır. Sonra insana kitap ve peygamberler gönderilip nefis ve onun kötü arzu ve isteklerine karşı uyarılmıştır. Kişi, bu uyarılara dikkat ettiği ve nefsinin kötü arzularını dizginlediği sürece dünya ve ahiret mutluluğuna erişebilir. Yoksa dünyada bitmeyen isteklerinden dolayı ne bu dünyada rahat ve huzuru bulabilir. Ne de nefsin aldatmacasıyla hazırlıklı olmadığı ahirette huzur ve rahata erişebilir.
Ayrıca Bakınız: ene, ene nefis