Soru

Dua ve Çeşitleri

Dua nedir? Çeşitleri var mıdır?

Tarih: 10.03.2015 12:47:59
Okunma: 19815

Cevap

Dua, güçsüzlük ve ihtiyacını ortaya koyarak Allah’a yalvarma, bir şeyin olmasını veya olmamasını isteme, yakarış ve niyaz demektir. Dua, bir ibadettir.  İnsanı Allah’a yaklaştırır ve kıymetini artırır. Nitekim Cenab-ı Hak, ayet-i kerimede “Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var.”[1] buyurmaktadır.

İnsan, yaratılışı itibariyle nihayetsiz şeylere muhtaçtır. Ayrıca hastalık, bela ve musibet gibi birçok sıkıntıları vardır. Bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için birinden yardım istemeye ve sıkıntılarından kurtulabilmek için birine sığınmaya ihtiyacı vardır. İnsanın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve onu sıkıntılarından kurtarabilecek ancak sonsuz kudret ve merhamet sahibi olan Allah’tır. Nitekim Kur’an-ı Kerimde Cenab-ı Hak “Bana dua edin size icabet edeyim(duanıza cevap vereyim).”[2] Buyurmaktadır.

Burada şöyle bir soru akla gelebilir: Çok defa dua ediyoruz; fakat duamız kabul olmuyor. Hâlbuki yukarıdaki ayet, her duaya cevap verileceğini ifade ediyor?

Bu soruya şöyle cevap verebiliriz: Cevap vermek ayrıdır. Kabul etmek ayrıdır. Her duaya cevap verilir.  Fakat kabul etmek veya istenilen şeyin aynısını vermek Cenab-ı Hakk’ın hikmet ve iradesine bağlıdır.

Mesela hasta bir çocuk, doktordan bir ilaç ister. Fakat doktor muayene neticesinde çocuğa şu şekilde cevap verir.

- Ya istediği ilacın aynısını verir.

- Veya daha iyisini verir

- Ya da hastaya zararlı olduğu için hiç vermez.

            Aynen bunun gibi kul, dua ederek Cenab-ı Hak’tan bir şey ister.  Cenab-ı Hak da, kulunun duasına şu şekilde cevap verir:

-Ya istediği şeyin aynısını verir.

-Ya daha iyisini verir.

-Ya da ona zararlı olduğunu bildiği için hiç vermez. Belki duasını ahiret için kabul eder. Karşılığını ahirette verir.

Nitekim Kur’an-ı Kerimde Cenab-ı Hak “Olur ki bir şey hoşunuza gitmediği halde o sizin için hayırlı olur. Bir şeyi de sevdiğiniz halde o sizin için şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”[3] Buyurmaktadır.

Duanın Çeşitleri:

1.İstidat(kabiliyet) Lisanıyla Yapılan Dua

Bütün bitki ve hayvanların kendilerine göre bir istidadı, kabiliyeti ve potansiyeli vardır. Bu kabiliyetlerin ortaya çıkması için yaptıkları duaya istidat lisanıyla yapılan dua denir.

Mesela her bir şeftali çekirdeğinde ağaç olup meyve verme kabiliyeti vardır. Bu kabiliyetin ortaya çıkıp ağaç olması için o çekirdek istidat lisanıyla der. “Ya Rab! Ben şeftali ağacı olup dallar, yapraklar, çiçekler ve meyveler vererek senin birçok ismine ayna olmak istiyorum.”  Allah da onun bu istidat diliyle yapmış olduğu duasını kabul edip ihtiyacı olan suyu, havayı, güneşi ve toprağı gönderip onu bir şeftali ağacı yapar.

2.İhtiyacı Fıtri(yaratılıştan gelen ihtiyaçlar) Lisanıyla Yapılan Dua

Bütün canlıların hayatlarının devamı için zaruri olan ve kendi güçleri ile elde edemedikleri ihtiyaçlarını uygun vakitte vermesi için Cenab-ı Hakk’a yaptıkları dualarıdır.

Örneğin bir arı, hayatının devamı için çiçek, su ve hava gibi şeylere muhtaçtır. Onun susaması ve acıkması gibi fıtri ihtiyaçları bir dua hükmüne geçer. Bütün dualara cevap veren Allah, onun bu ihtiyaçlarını en güzel bir şekilde karşılar.

3. Izdırar(Çaresizlik) Lisanıyla Yapılan Dua

Zorda kalmış çaresiz kimselerin yapmış olduğu duadır. Buna darda kalan hayvanların duası da dahildir.

Mesela Çanakkale savaşı sırasında çaresiz kalan Seyyid onbaşı, ızdırar lisanıyla Allah’a dua etmiş. Allah’ın da duasını kabul etmesi neticesinde 276 kiloluk top mermisini kaldırmıştır.

Bu üç tür dua bir engel olmazsa daima makbuldür.

4. İnsanların Yaptığı Dua

Bu da iki kısımdır.

a. Hal ve fiil dili ile yapılan dua

Bu dua kişinin kendisine düşen vazifeyi yaparak çalışması ve tedbir almasıdır. Sonucu sebeplerden değil, Allah’tan beklemesidir.

Meselâ çiftçinin tarlayı sürmesi fiilî bir duadır. Tarlayı süren insan, Allah’ın rahmet hazinelerinin kapısını çalmış olur. İhtiyacı olan buğdayı bu yolla Allah’tan ister.

Hem mesela; derslerinde başarılı olmak isteyen bir öğrenci yıl boyunca derslerine özenle çalışır.  O öğrenci ders çalışmasıyla manen der. “Ya Rab! Ben derslerime çalışıyorum. Sen de bana başarı ihsan et.” Cenab- ı Hak’ta onun bu samimane yaptığı duasını kabul eder ve ona başarı ihsan eder.

Bu fiili dua Allah’ın hikmeti gereği büyük çoğunlukla makbuldür.

b. Kalb ve dil ile yapılan dua

İnsanın eli yetişmediği ve kendi gücüyle elde edemediği arzularını Allah’tan istemesidir.

Mesela insanın kalbinde daimi yaşama arzusu vardır. Bu arzusu için Allah’a yalvarır ve der “Ya Rab! Öldükten sonra beni ve sevdiklerimi tekrar dirilt ve bize ebedi bir hayat ihsan et!” Bu dua insanın en şiddetli duası ve arzusudur. En küçük bir canlının duasına dahi cevap veren Allah, elbette ki en çok kıymet verdiği ve sevdiği mahlûku olan insanın bu duasını da kabul eder. Onun için ahireti ve cenneti hazırlar.

Kalp ve dil ile yapılan bu duanın en önemli yönü, en güzel gayesi, en tatlı meyvesi şudur: Dua eden kişi anlar ki birisi var, onun kalbinden geçenleri işitir, her şeye eli yetişir, her bir arzusunu yerine getirebilir, acizliğine merhamet eder ve ihtiyaçlarına yardım eder.

Bu izahlardan sonra şunu da unutmamak gerektir ki; dua, bir ibadettir.  Bundan dolayı dua, insanı Allah’a yaklaştırır ve kıymetini artırır. Nitekim Cenab-ı Hak ayet-i kerimede “Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var.”[4] Buyurmaktadır.

Sonuç olarak, Allah’ın varlığını ve birliğini kabul edip iman eden insan, her zaman O’na dua etmeye muhtaçtır.


[1] Furkan, 77

[2] Mümin, 60

[3] Bakara, 216

[4] Furkan, 77

 

 

Yorum Yap

Yorumlar