Din anlayışındaki farklılıklar zenginlik olarak görülebilir mi?
Öncelikle din anlayışında değil, dinin esaslarında da değil, dinin temel prensiplerinde değil, belki dinin esasa ait olmayan tali konularındaki yorum farklılıkları elbette bir zenginliktir. Çünkü zaman ve mekanın farklı ihtiyaçları, insan tabiatı bunu gerekmektedir. Zira insan bu tali konularda farklılıklar göstermektedir. İhtiyaçlar değişkendir. Coğrafyalar farklıdır. Hayat şartları değişiktir. Din ise herkesi kuşatmaktadır. Eğer insanların ihtiyaçları, tabiatları bir ve değişmeyen bir yapı gösterseydi o zaman tali konulardaki yorum farklılıkları bir zenginlik olarak görülmezdi. Din anlayışında farklılık yoktur. Tali konularda farklılıklar vardır.
"Ümmetimin ihtilafı rahmettir" hadisine binaen, başkasını yıkmaya ve yok etmeye değil; belki olgunlaştırmak ve ıslah için çalışırsa, aynı zamanda kendi mesleğinin ta‘mîr ve yayılması için gayret gösterirse o zaman farklılıklar bir zenginlik olur. Mesela hak olan dört mezheb gibi ki, onların farklılığı İslam ümmeti için bir rahmet ve zenginlik olmuştur.
Fakat hak namına olmayan menfi ihtilaf bir zenginlik değildir. Çünkü bu tarz farklılıkların temelinde kin, düşmanlık, taraftarlık ve menfaat gibi şeyler vardır. Bu da ümmete zarar vermiştir.