Kapora; bir malın satışı veya kiralanması sırasında, alıcının sözleşmeyi tamamlaması hâlinde toplam bedelden düşülmek, ancak vazgeçmesi durumunda mal sahibinde kalmak üzere yapılan ön ödemedir.
Alıcının sözleşmeden dönmesi hâlinde kaporanın kendisine iade edilmesi şartıyla yapılan sözleşmenin câiz olduğu konusunda görüş birliği vardır.[1] Ancak müşterinin akitten cayması durumunda verdiği kaporanın yanması, yani satıcının mülkiyetine geçmesi şartıyla yapılan akdi fakihlerin çoğu caiz görmemişlerdir.
Hanefîler böyle bir akdi fasit, Şâfiîler ve Mâlikîler ise batıl saymışlardır. Çünkü onlara göre bu tür bir akit fasit bir şart ve belirsizlik içermekte ayrıca haksız kazanca sebep olmaktadır. Bu sebeple akdin sona ermesi hâlinde satıcı kaporayı müşteriye iade etmelidir.[2]
Buna karşılık Abdullah b. Ömer, Zeyd b. Eslem, Mücahid ve Hasen-i Basrî gibi sahâbe ve tabiîn âlimleriyle Hanbelîlerin çoğunluğu kaporalı alışverişi caiz görmüşlerdir. Hanbelîlerin bu noktada delili Nafi’ b. Abdülharis Hz. Ömer için, Safvan b. Ümeyye’den bir hapishane arazisi satın almasıdır. Bu satın alım da Hz. Ömer’in bunu kabul etmesi durumunda alışveriş tamam olacak, akitten dönmesi durumunda belli miktarı Safvan b. Ümeyye’de kalacak şekilde anlaşılmıştır.[3] Yine şu hadiste onların bu konudaki delilleridir;
Zeyd b. Eslem’in rivayet ettiğine göre Allah Rasûlu’ne ﷺ kaporalı satışın hükmü soruldu ve O ﷺ bunu helal kıldı.[4]
Hanefi, Şafii ve Maliki mezhebine göre kapora uygulaması caiz olmasa da günümüz ticaretinde çok defalar bu işle iştiğal edip zarar etmesi mümkün olan kimseler ihtiyaç duyulduğu vakitte Hanbeli mezhebinin görüşüyle amel edilebilir.
[1] İbn Cüzey, el-Kavânîn, 171
[2] Senhûrî, Mesâdirü’l-hak, 2/93-94
[3] Ebû Bekr Abdürrezzâk b. Hemmâm b. Nâfi‘ es-San‘ânî el-Himyerî, el-Musannef (Dâru’t-Te’sîl, 2013), 5/336.
[4] Şevkâni, Neylü’l-Evtâr’da bu rivayeti Abdurrezzak’ın Musannef’ine nispet etmektedir. Ancak biz bu eserde rivayeti bulamadık. Bu sebeple Şevkani’nin eserini kaynak olarak gösteriyoruz. Bk. eş-Şevkânî, Neylü’l-Evtâr, 5/182.