RİSALE-İ NUR

07.03.2010

15071

Deccal ve Süfyan Arasındaki Farkı

Deccal ve Süfyan kimlerdir? Farkları nedir? Hadis-i şeriflerde ve Risale-i Nur'da Deccal ve Süfyan nasıl geçmektedir?

15.03.2010 tarihinde soruldu.

Cevap

Deccal: Sözlükte “bir şeyi örtmek, yaldızlamak veya boyamak” anlamındaki decl kökünden türeyen bir sıfat olup klasik kaynaklarda “âhir zamanda ortaya çıkıp göstereceği hârikulâde olaylar sayesinde bazı insanları dalâlete sürükleyeceğine inanılan kişi” diye tarif edilir. Deccâl kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de geçmemektedir. Hz. Peygamber’e (sav) nisbet edilen rivayetlerde “muhatabını aldatmak gayesiyle güzel sözler söyleyen kişi; bir kaşı ve gözü bulunmayan kötü kimse” anlamındaki mesîh kelimesiyle birlikte “el-mesîhu’d-deccâl” ve “mesîhu’d-dalâle” şeklinde kullanılmıştır.1 

Süfyan: Peygamberimiz'in (sav) haber verdiği İki büyük Deccalden birisidir. Ahir zamanda ve Müslümanlar içinde ortaya çıkacak, zındık ve nifak komitesinin reisi olacak, nifak perdesi altında Hz. Muhammed'in (sav) peygamberliğini inkar edecek ve İslamiyet'in aleyhine çalışacak, müthiş zarar veren, deccal olan bir şahıstır.2 

Mühim Bir Hatırlatma

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kendisinden sonra toplam otuz Deccal’in3 ortaya çıkacağını haber veriyor. Bunlardan biri kıyâmete yakın çıkacak “Büyük Deccal”, diğeri ise “İslâm Deccali Süfyân” namıyla bilinen iki büyük Deccal’dir; her ikisinden de defaatle bahseder. Ancak hâdîs-i şerîflerde bu şahıslar “Deccal” adıyla zikredilir. Söz konusu ayırıma, başta Hz. Ali (r.a.) olmak üzere Üstad Bediüzzaman detaylı olarak temas eder. Öncelikle Hâdîs-i şerîflerde Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) Deccal’e dair rivayetlerini aktaracak, ardından bu iki Deccal arasındaki farkları ele alacağız.

Hâdîs-i Şerîflerde "Deccal-Süfyan"

1) Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

Üç hadise var ki onlar gerçekleşmeden önce iman etmemiş kimseye, onlar ortaya çıktıktan sonra iman etmesi fayda vermez: Güneşin batıdan doğması, Deccal'ın ve Dabbetü'l-arz'ın ortaya çıkması.4 

2) Hz. Aişe (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Nebi (sav) namazda 'Allah'ım kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccal'in fitnesinden sana sığınırım.5 

3) Ebu Hureyre (r.a) Rasûlullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

Otuz tane yalancı Deccal çıkıncaya kadar kıyamet kopmaz. Onların hepsi Allah'a ve Rasulüne iftira ederler.6 

4) Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:

Hz. Peygamber (sav) bize deccal hakkında uzunca bir konuşma yaptı ve o konuşmasında şunları da söyledi: "Deccal gelir, ama kendisine Medine'nin kapılarından girmesi yasaktır. Bu yüzden Medine'nin etrafındaki çorak arazide konaklar. O zaman hayırlı insanlardan veya insanların en hayırlısından bir adam ona doğru çıkar ve “Allah'a yemin olsun ki sen Hz. Peygamber'in (sav) bize anlattığı deccalsin!” der. Deccal (etrafındakilere) “ne dersiniz, ben bu adamı öldürsem ve sonra diriltsem, benim tanrı olduğum konusunda şüpheniz kalır mı?” der. Onlar da “hayır” derler. Sonra onu öldürür ve diriltir. Dirilir dirilmez o kişi hemen “Allah'a yemin olsun ki senin deccal olduğuna dair kanaatim şu gün daha da kuvvetlendi” der. Deccal de “onu öldürün! Yoksa daha sonra ona musallat olamam” der."7 

5) Ümmetimden bir topluluk, kendilerine düşmanlık edenlere karşı muzaffer bir şekilde hak üzere savaşmaya devam edecektir. Nihayet bu topluluğun sonuncuları, Mesîh Deccâl'e karşı savaşacaktır.8 

6) Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah (sav) bir gün insanların arasında (bir konuşma yapmak üzere) ayağa kalktı. Allah'ı layık olduğu sıfatlarla övdü. Sonra Deccal' den söz ederek şöyle buyurdu: "Ben sizleri kesin olarak ondan korkutuyorum. Hiçbir Nebi yoktur ki kavmini ondan korkutmuş olmasın! Fakat ben sizlere onun hakkında hiçbir Nebi'nin kendi kavmine söylemediği bir niteliğinden söz edeceğim: Deccal şaşıdır Allah ise şaşı değildir.9 

7) Abdullah b. Ömer'(ra) şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah (sav) şöyle anlatmıştır: "Bir defasında uyumuştum. (Rüyamda) Kabe'yi tavaf ediyordum. Bir de ne göreyim! Esmer, salıverilmiş düz saçlı bir kişiyle karşı karşıyayım. Başından su dökülüyordu veya su damlıyordu. Oradakilere 'Bu kimdir?' diye sordum. Onlar 'Meryem'in oğludur' dediler. Sonra etrafıma bakarak ilerledim. Birden kırmızı yüzlü, uzun boylu, başı kıvırcık saçlı, sağ gözü sakat, börtlek sanki salkımındaki emsalinden dışarı çıkmış iri bir üzüm tanesi gibi bir adam gördüm. Onun kim olduğunu sordum. 'Bu Deccal'dir' dediler. 10 

8) Huzeyfe'(ra) şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah (sav) Deccal hakkında şöyle buyurmaktadır: "Deccal'in beraberinde bir su ve bir ateş bulunacaktır, fakat onun ateşi soğuk bir sudur, onun suyu ise yakıcı bir ateştir" buyurmuştur. 11 

9) Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Ümmetini şaşı gözlü ve pek yalancı olan Deccal'den sakındırmayan hiçbir Nebi gönderilmemiştir. Haberiniz olsun ki o şaşı gözlüdür. Rabbiniz ise şaşı gözlü değildir. Biliniz ki Deccal'in iki gözünün arasında 'kafir' sözcüğü yazılmıştır.12 

10) Hz. Âdem'in yaratılışından itibaren kıyamete kadar geçen süre içerisinde Deccaldan daha büyük bir hadise (bir fitne) yoktur.13 

11) Ebû Bekir Sıddık (r.a.)’den şöyle rivâyet edilmiştir:

Rasûlullah (s.a.v.), bize Deccâl’den bahsederek şöyle konuştu: “Deccâl, doğudan Horasan denilen bölgeden çıkacaktır yüzleri deri ile kaplanmış kalkanlara benzeyen insanlar ona uyacaklardır.14 

12) Huzeyfe (ra) Resulullah (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

Deccal, sol gözü kör, saçı çok bir adamdır. Beraberinde cennet ve cehennem vardır. Onun cehennemi cennet, cenneti de cehennemdir, buyurdular. 15 

13) İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Rasulullah (sav) içlerinde Ömer b. Hattab'ın da bulunduğu ashabdan bir grup ile birlikte İbn Sayyâd'a denk geldi. O çocuktu ve Benî Mağale konağı yanında erkek çocuklarla oynuyordu. Rasulullah (sav) eliyle onun sırtına dokunana kadar İbn Sayyâd, onun geldiğinin farkına varamamıştı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona "Benim, Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet ediyor musun?" dedi. İbn Sayyâd Rasulullah'a bakıp "Senin, ümmîlerin nebisi olduğuna şehadet ediyorum, sen de benim Allah'ın Rasulü olduğuma şehadet eder misin?" dedi. Rasulullah (sav) "Ben Allah'a ve Resullerine iman ettim" buyurdu, ardından İbn Sayyad'a "Sana gelen nedir?" diye sordu. İbn Sayyad "Bana gerçek haberler de gelir, yalan haberler de" diye cevap verdi. Rasulullah "Öyleyse senin işin çok karışıktır" buyurdu. Sonra da ona: "gönlümde senin için bir şey geçirdim, (onu bil bakalım)" buyurdu. Allah Rasulü gönlünde "Semanın açık bir duman getirdiği gün" (Duhân, 10) ayetini saklamıştı. İbn Sayyâd " o duh (duman)dır" dedi. Rasulullah (sav) "yıkıl karşımdan, kaderini asla aşamayacaksın" buyurdu. Hz. Ömer "Ya Rasulullah, bana izin ver onun boynunu vurayım" dedi. Rasulullah (sav) "Eğer o Deccal ise ona asla üstün gelinemez. Deccal değilse onu öldürmekte hayır yok" buyurdu.16 

14) Enes b. Malik (r.a.)'den şöyle rivayet edilmiştir:

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Üç şey imanın esasındandır. (Birincisi) Lâ ilahe illallah diyen bir kimseye çekinmemiz, (işlediği) bir günah yüzünden onu kâfir saymamamızdır. Bu fiilinden dolayı onu İslam dışı ilan etmememizdir. (ikincisi) Cihad, Allah'ın beni gönderdiği andan, ümmetimin en çok neslinin Deccal'le savaşacağı ana kadar devam edecektir. Adaletli (bir idareci)nin adaleti onu ortadan kaldıramayacağı gibi zâlim (bir idarecinin zulmü de kaldıramaz. (Üçüncüsü ise) Kadere inanmaktır.17 

Bediüzzaman Hazretlerinin Süfyân ve Deccal hakkındaki ifadeleri

Bediüzzaman Hazretleri 5. Şua adlı eserinde yukarıda ifade ettiğimiz "11-12-13-14" numaralı hâdîs-i şerîflerin "İslam Deccal'i Süfyan'dan" haber verdiğini ifade ediyor.

İmâm-ı Alî radıyallâhü anh kasîdesinde, Süfyâna “İslâm Deccâlı” nâmını vermesi, bize bir hüccet hükmüne geçmiş.18 

Bediüzzaman Hazretleri Hz. Ali'nin (ra) "Ercûze" isimli kasîdesinde Süfyâna İslam Deccali demesinin kendi düşüncesinin doğruluğuna büyük bir kuvvet ve kanaat verdiğini ifade ediyor.

Rivâyetlerde “Deccâlın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir” ki bütün ümmet istiâze etmiş. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ bunun bir te’vîli şudur ki: İslâmların Deccâlı ayrıdır. Hatta bir kısım ehl-i tahkîk, İmâm-ı Ali Radıyallâhü Anh’ın dediği gibi demişler ki: “Onların Deccâlı Süfyân’dır. İslâmlar içinde çıkacak. Aldatmakla iş görecek.” Kâfirlerin büyük Deccâlı ayrıdır. Yoksa büyük Deccâlın cebir ve ceberût-u mutlakına karşı itâat etmeyen, şehîd olur. Ve istemeyerek itâat eden, kâfir olmaz. Belki günahkâr da olmaz.19 

Yani başta Hz. Ali (ra) olmak üzere bir çok İslâm âlimi Müslümanların içinde ortaya çıkacak Deccali büyük Deccal'den ayrı tutarak ondan Süfyan diye haber vermiş. Müslümanları kandırıp aldatarak iş yapacağından haber vermişler. Kâfirlerin içinde çıkacak Büyük Deccal ise ona itaat etmeyenlerin öldüreceğinden dolayı ona istemeden itaat edenin kâfir olmayacağı, itaat etmediklerinden dolayı öldürülenlerin de şehit olacaklarını haber vermişler.

Hâdîs-i şerîfte gelmiş ki: Âhirzamanın Süfyân ve Deccâl gibi nifâk ve zındıka başına geçecek eşhâs-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm’ın ve beşerin hırs ve şikākından istifâde ederek, az bir kuvvetle nev‘-i beşeri hercü merc eder. Ve koca âlem-i İslâm’ı esâret altına alır.”

Hâdîs-i şerîflerde; âhirzamanda Deccâl ve Süfyan gibi dehşetli kimselerin, münafıklık ve dinsizlik fikir akımlarının başına geçeceklerini; Müslümanların ve bütün insanlığın bencillik, ihtiras ve bölünmüşlüğünden yararlanarak az bir güçle dünyayı perişan edeceklerini ve koca İslâm âlemini kontrolleri altına alacaklarını ifade ediyor.

Âhirzamanda dinsizliğin iki cereyânı kuvvet bulacak. Birisi, nifâk perdesi altında risâlet-i Ahmediyeyi (asm) inkâr edecek Süfyân nâmında müdhiş bir şahıs, ehl-i nifâkın başına geçecek. Şerîat-ı İslâmiyenin tahrîbine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevî’nin silsile-i nûrâniyesine bağlanan ehl-i velâyet ve ehl-i kemâlin başına geçecek Âl-i Beyt’ten Muhammed Mehdî isminde bir zât-ı nûrânî, o Süfyân’ın şahs-ı ma‘nevîsi olan cereyân-ı münâfıkāneyi öldürüp dağıtacaktır.20 

Ahirzamanda “küfür ve dinsizlik” iki ayrı yol hâlinde güç kazanacaktır. Birinci yol, kendini İslâm kimliği altında saklayacak; görünüşte Müslüman, gerçekte ise Risâlet-i Ahmediye’yi (asm) inkâr eden bir “münafıklık” hareketidir. Bu hareketin fiilî lideri “Süfyân” diye haber verilen dehşetli bir şahıs olacaktır. Süfyân, Kur’ân’ın hüküm ve ahkâmını toplum hayatından kaldırmak, yani şerîat-ı İslâmiyeyi tahrip etmek için çalışacaktır. Buna karşı, Peygamber Efendimiz’in (asm) soyundan gelen “Âl-i Beyt” silsilesine mensup velî ve kâmil zatlar bir mânevî cephe teşkil edecektir. O cephenin başında “Muhammed Mehdî” isminde nûrânî bir zât bulunacak; ilmî, mânevî ve içtimaî vasıtalarla Süfyân’ın temsil ettiği müşterek küfür kimliğini (şahs-ı mânevî) fikren “öldürüp” dağıtacaktır.

İkinci cereyân ise, tabîiyyûn, maddiyyûn felsefesinden tevellüd eden bir cereyân-ı Nemrûdâne, gittikçe âhirzamanda felsefe-i maddiye vâsıtasıyla intişâr ederek kuvvet bulup, ulûhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir. Ve onların başına geçen en büyükleri, ispirtizma ve manyetizmanın hâdisâtı nev‘inden müdhiş hârikalara mazhar olan Deccâl ise, daha ileri gidip, cebbârâne sûrî hükûmetini bir nevi‘ rubûbiyet tasavvur edip ulûhiyetini i‘lân eder.21 

İkinci yol ise, her şeyi aklı ve gördükleriyle yorumlayan maddeci felsefeden ortaya çıkan Nemrutluk düşüncesidir. İnsanın istek ve arzularını ilahlaştıran bu maddeci felsefe, fen ve teknolojinin de ilerlemesiyle giderek güçlenecek; Allah’ı inkâr edecek bir dereceye varacaktır. Bu akımın başına da ruh çağırma (ispiritizma) ve hipnoz benzeri manyetizma olaylarıyla korkunç harikalar gösteren, aynı düşüncedeki Nemrutların en büyüğü olan Deccâl geçecek; o ise elindeki güçlerle kendisini ilah ilân edecek kadar ileri gidecektir.

Büyük Deccâl, şeytanın iğvâsıyla ve hükmüyle, şerîat-i Îseviyenin ahkâmını kaldırıp Hıristiyanların hayat-ı ictimâiyelerini idare eden râbıtalarını bozarak, anarşistliğe ve Ye’cûc ve Me’cûc’e zemin hazır eder. Ve İslâm Deccâl’ı olan Süfyân dahi, şerîat-i Muhammediyenin (asm) ebedî bir kısım ahkâmını, nefis ve şeytanın desîseleriyle kaldırmaya çalışarak, hayat-ı beşeriyenin maddî ve ma‘nevî râbıtalarını bozarak, serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak, hürmet ve merhamet gibi nûrânî zincirleri çözer.22 

Büyük Deccâl, şeytanın yönlendirmesiyle Hz. İsa’nın şeriatını yürürlükten kaldıracak; böylece Hıristiyan toplumunu ayakta tutan bağları koparıp anarşiye ve Ye’cûc-Me’cûc fitnesine zemin hazırlayacaktır. İslâm Deccâlı olan Süfyân ise nefis ve şeytanın hilesiyle Hz. Muhammed’in (asm) şerîatının ebedî bazı hükümlerini ortadan kaldırmaya uğraşacak; insanlığın maddî ve mânevî bağlarını çözerek hürmet ve merhamet gibi nurlu bağları zayıflatıp nefisleri başıboş bırakacaktır.

Onüçüncü Mes’ele: Kat‘î ve sahîh rivâyette vardır ki: “Îsâ Aleyhisselâm büyük Deccâl’ı öldürür.” وَالْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ bunun da iki vechi var. Bir vechi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidrâcî hârikalarıyla kendini muhâfaza eden ve herkesi teshîr eden o dehşetli Deccâl’ı öldürebilecek ve mesleğini değiştirecek, ancak hârika ve mu‘cizâtlı ve umumun makbûlü bir zât olabilir ki, o zât, en ziyâde alâkadâr ve ekser insanların peygamberi olan Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm’dır.23 

Hz. Îsâ'nın (as) büyük Deccali öldüreceği Sahîh hadîslerde ifade edilmiş. Bunun bir manası şöyledir: Sihir, ruh çağırma, manyetizma ve istidrac (kâfirlerin doğa üstü güçleri) gibi harika özelliklerle kendini koruyan ve bu güçleriyle herkesi etkisi altına alan büyük Deccali öldürebilecek ve kurmuş olduğu bozuk sistemi düzeltebilcek ondan daha harika ve büyük mucîzelere sahip olan hem Müslümanların hem de Hristiyanların onaylamış olduğu insanların çoğunun iman etmiş olduğu bir peygamber olan Hz. Îsâ (as)'dır.

Büyük Deccal ile İslâm Deccali (Süfyan) Arasındaki Farklar

1) Büyük Deccal Hristiyanların içinde çıkıcak, Süfyan ise Müslümanların içinde çıkacak.

2) Büyük Deccal başta Hristiyanlık olmak üzere bütün semavi dinleri ortadan kaldırmak için mücadele edicek, Süfyan ise Hz. Muhammed'in (sav) dinini ve şeriatını ortadan kaldırmak için mücadele edicek.

3) Süfyan, münafıklık perdesi altında İslâm'ı yok etmeye ve insanları Müslümanlıktan uzaklaştırmaya çalışırken, Büyük Deccal daha da ileri gidip elindeki güç ile kendisini İlah ilan edip insanları kendisine zorla tapmaya zorlayacak.

4) Süfyan ile Hz. Mehdi, Büyük Deccal ile Hz. İsa (as) mücadele edecek.

  1. KÜRŞAT DEMİRCİ, "DECCÂL", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/deccal#1 (29.11.2025).

  2. Muhlis Körpe, risale-i Nur Istılahları, Hayrat Neşriyat, Isparta, s.169

  3. Ebu Davud, Melahim, 44/4334

  4. Müslim, İman, 249

  5. Müslim, Mesâcid ve Mevziu's Salat, 129

  6. Ebu Davud, Melahim, 44/4334

  7. Buhari, Fedailü'l-Medine, 9

  8. Ebu Davud, Cihad, 4

  9. Buhari, Fiten, 26/7127

  10. Buhari, Fiten, 26/7128

  11. Buhari, Fiten, 26/7130

  12. Buhari, Fiten, 26/7131

  13. Müslim, Fiten: 126

  14. Tirmizi, Fiten, 57/2237

  15. Müslim, Fiten, 104/2934

  16. Tirmizi, Fiten, 63

  17. Ebu davud, Cihad, 33/2532

  18. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.310

  19. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.78

  20. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.46

  21. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.46

  22. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.85

  23. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.80


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız