Öncelikle bu durum karşısında "âciz kaldık" demenizi anlıyor ve bu hassasiyetinizi takdir ediyoruz. Bu, sizin ne kadar düşünceli ve bilinçli bir ebeveyn olduğunuzu gösteriyor. Oğlunuzun bu yaşta bu kadar derin ve anlamlı sorular sorması ise onun zeki, meraklı ve maneviyata açık bir kalbi olduğunun en güzel işareti.
Unutmayın, 5 yaşındaki bir çocuğa verilecek cevapların amacı, onu bir İslam âlimi gibi yetiştirip bilgilendirmek değil; kalbine güven, sevgi ve huzur tohumları ekmektir. Çocuğunuza vereceğiniz cevaplarda korkutucu veya karmaşık detaylı bilgiler vermek yerine, onun anlayacağı dilden, somut ve sevgi dolu bir üslup kullanmalısınız.
İşte her bir soru için, çocuğun dünyasına uygun, pedagojik yaklaşımlar:
1. Allah'ımızın çocuğu var mı, anne babası nerde, onu kim doğurdu?
Bu soru, çocuğun kendi varoluşunu (anne-baba yoluyla) anlama şeklini Allah'a yansıtmasından kaynaklanır. Bu çok normaldir. Burada "Yaratan" ile "yaratılan" arasındaki farkı anlatmalısınız.
Nasıl Anlatabilirsiniz?
"Harika bir soru sordun canım oğlum. Mesela şu oyuncak arabanı düşün. Bu arabayı bir fabrika yaptı değil mi? Arabanın annesi, babası olur mu? Olmaz. Onu yapan bir ustası vardır. O usta, yaptığı oyuncaklar gibi değildir. İşte Allah da bu dünyadaki her şeyi; ağaçları, kedileri, kuşları, seni, beni, hepimizi yaratan en büyük, en harika Sanatçı'dır. O, her şeyin başlangıcıdır. Onu kimse yapmadı, çünkü O zaten hep vardı. O, yaratılanlara benzemez. Bu yüzden onun ne annesi, ne babası ne de çocuğu vardır. O tektir ve her şeyi O yaratır."
Ana Fikir: Allah'ı, her şeyi yapan ama kendisi yaratılmamış olan "Usta Sanatçı" veya "Süper Güç" gibi somut bir örnekle anlatın. "Yaratılan" ile "Yaratan" farkını vurgulayın.
2. Cehennem nasıl bir yer, kötüler ölünce nereye gidecek?
5 yaşındaki bir çocuk için "ateş, azap, ceza" gibi kavramlar soyut ve çok korkutucudur. Cehennemi anlatırken korku yerine, "güzelliklerden mahrum kalma" temasını işleyin.
Nasıl Anlatabilirsiniz?
Önce Cennet'i anlatın: "Cennet, Allah'ın iyi insanları (Müslümanları) çok sevdiği için hazırladığı harika bir bahçe gibi. İçinde en sevdiğin oyuncaklar, en güzel yiyecekler var. Annen, baban, sevdiklerin herkes orada ve hepimiz çok mutluyuz. Orada hiç üzülmek yok."
Sonra Cehennem'i anlatın: "Cehennem ise bu güzel şeylerin olmadığı, insanların mutsuz olduğu bir yer. Kimsenin oyun oynamadığı, kimsenin gülmediği, herkesin sevdiklerinden ayrı kaldığı sıkıcı bir yer. Allah o kadar iyi kalplidir ki, kimsenin o mutsuz yere gitmesini istemez. Bu yüzden bize 'hep iyi şeyler yapın ki, benim o güzel cennetime gelin' der. Yani kötü insanlar, bu güzelliklerden uzak kalmayı seçmiş olurlar."
Ana Fikir: Cehennemi bir azap mekanı olarak değil, Cennet'in güzelliklerinin bulunmadığı bir "mahrumiyet" ve "mutsuzluk" yeri olarak tasvir edin. Allah'ın cezalandıran değil, daima Cennet'e davet eden şefkatli, merhametli yönünü öne çıkarın.
3. Peygamberimiz uçabiliyor mu?
Çocuklar peygamberleri süper kahramanlar gibi düşünebilirler. Bu hayal gücünü kırmadan, onun gerçek "süper gücünü" anlatın.
Nasıl Anlatabilirsiniz?
"Ne güzel bir soru! Peygamberimiz çizgi filmlerdeki gibi kanatlarıyla uçmazdı. Ama o, süper kahramanlardan bile daha özeldi. Onun en büyük süper gücü, kalbinin güzelliği ve doğruluğuydu. Allah ona bazen kimsenin yapamayacağı özel şeyler yaptırırdı. Mesela, bir parmağının işareti ile ay iki parça oldu; bir gecede, adı Miraç olan çok özel bir yolculukla göklere yükseldi. Bu, uçmaktan bile daha harika bir şeydi. Ama onun asıl gücü, dünyanın en iyi, en dürüst, en sevgi dolu insanı olmasıydı."
Ana Fikir: Peygamberimizin mucizelerini (Şakk-ı Kamer ve Miraç gibi) anlatarak onun özel olduğunu belirtin ama asıl "süper gücünün" güzel ahlakı ve iman dolu kalbi olduğunu vurgulayın.
4. Ben artık ölüp Peygamber Efendimiz'e gidip onu görmek istiyorum.
Bu, en hassas ve dikkatle yaklaşmanız gereken sorudur. Bu istek, çocuğun ölümden korkmadığını ve Peygamberimize karşı ne kadar saf bir sevgi beslediğini gösterir. Bu sevgiyi takdir edin ve sonra onu doğru yönlendirin.
Nasıl Anlatabilirsiniz? (Lütfen bu adımları şefkatle uygulayın)
Önce Sevgisini Onaylayın ve Takdir Edin: (Ona sarılarak) "Canım oğlum... Peygamber Efendimizi bu kadar çok sevmen, onu görmek istemen o kadar güzel bir duygu ki... Peygamberimiz bunu duysaydı, o da seni çok sever ve mutlu olurdu. Bu senin kalbinin ne kadar saf ve temiz olduğunu gösteriyor."
Hayatın Bir Görev Olduğunu Anlatın: "Ama Allah, hepimize bu dünyada yaşamamız için bir ömür vermiş. Bize burada yapmamız için güzel görevler vermiş. Demiş ki; 'Benim size verdiğim bu harika hayatı yaşayın, annenize babanıza iyi davranın, oyunlar oynayın, büyüyün, okula ve camiye gidin, iyi bir insan olun. Bu görevlerinizi tamamladığınızda, vakti gelince ben sizi en sevdiğiniz Peygamberinize zaten kavuşturacağım.'"
Ona Alternatif Bir Yol Gösterin: "Aslında Peygamberimizi görmek için ölmemize hiç gerek yok. Onu mutlu etmenin ve ona ulaşmanın yolları var. Mesela sen dürüst olduğunda, yemeğini bir arkadaşınla paylaştığında, bana yardım ettiğinde... İşte o zaman Peygamberimiz çok mutlu oluyor ve sanki sen onu görmüşsün gibi seviniyor. Ona bol bol 'salavat' getirdiğimizde (Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammed diyerek), bizim sevgimiz ve selamımız ona ulaşıyor. Yani biz burada iyi bir çocuk olarak yaşayarak aslında her gün Peygamberimizle birlikte olabiliriz."
Ana Fikir: Ölüm arzusunu değil, arkasındaki sevgi ve özlemi övün. Hayatın, Allah tarafından verilmiş tamamlanması gereken güzel bir görev olduğunu anlatın. Peygamberimize ulaşmanın yolunun "ölmek" değil, onun gibi "güzel yaşamak" olduğunu somut örneklerle gösterin.
Unutmayın, sizin sakin, sevgi dolu ve kendinden emin tavrınız, onun için vereceğiniz cevaplardan çok daha önemlidir. Bu süreci, aranızdaki bağı güçlendiren bir sevgi ve güven dersine dönüştürebilirsiniz.