Yaşadığınız bu durum, pek çok dindar ailenin karşılaştığı, oldukça hassas ve çok önemli bir konudur. Çocuğunuzun verdiği "Senin için kılıyorum" tepkisi, aslında size çok değerli bir mesaj veriyor. Bu mesajı doğru anladığınızda, çözüm yolunu da aslında bulmuş olacaksınız.
Öncelikle sizi tebrik ederiz. Çocuğunuza Allah sevgisini ve Allah'a ibadet bilincini kazandırma niyetiniz gerçekten çok değerli. Bu yolda şaşırmanız, yorulmanız ve "Ne yapmalıyım?" diye sormanız ise ne kadar sorumlu bir ebeveyn olduğunuzu gösteriyor.
Şimdi sorunuzun özüne gelelim: Boş mu bırakalım, zorlayalım mı?
Cevap: Hiçbiri.
Bu iki seçenek de uzun vadede çocuğunuzun maneviyatına zarar verebilecek uç noktalardır. Doğru yol, bu ikisinin ortasında, sevgi, hikmet ve sabırla rehberlik etmektir.
Çocuğunuzun "Oflayıp puflaması" ve "İstemeye istemeye kılıyorum" demesi, namazın kendisinden değil, namazın ona sunuluş biçiminden ve aranızda oluşan gerilimden kaynaklanıyor olabilir. Şu anki yöntem, namazı onun gözünde sanki "anne-babanın bir görevi" haline getirmiş. Halbuki namaz, kulun Rabbi ile kurduğu sevgi dolu bir bağdır. Amacımız, bu bağı kurmasına yardımcı olmaktır.
İşte bu noktada uygulayabileceğiniz, pedagojik ve manevi açıdan daha doğru bazı adımlar:
1. "Baskı ve Hatırlatma" Döngüsünü Kırın
İlk adım olarak, bir süreliğine namazı hatırlatma ve bu konuda konuşma sıklığınızı azaltın. Üzerindeki baskıyı kaldırın. Bu, "boş bırakmak" değil, ilişkiyi tamir etmek ve konuya temiz bir başlangıç yapmak için stratejik bir geri adımdır. Bu süreçte siz namazlarınızı huşu içinde kılmaya devam edin.
2. Örnek Olun, Namaza (kavl-i leyyin ile ve fiilen) Davet Edin
Çocuklar sözlerden çok davranışları kopyalar.
Namaz Vaktini Bir Şölene Çevirin: Ezan okunduğunda evdeki televizyonu, müziği kapatın. "Haydi bakalım, Kâinatın Sahibi bizi huzura çağırıyor, misafirliğe gidiyoruz" gibi sevgi dolu bir dille abdest almaya gidin.
Huşu İçinde Kılın: Sizin namazdan aldığınız manevi hazzı, yüzünüzdeki sükuneti görmesine izin verin. Namaz sonrası yaptığınız samimi, içten bir dua, onun dikkatini çekecektir.
Davet Edin: "Oğlum/Kızım, gel beraber kılalım mı?" diye sorun. "Hayır" derse, "Peki canım, sen bilirsin. Ben Rabbimle buluşmaya gidiyorum" diyerek zorlamadan kendi namazınıza durun. Bu tavır, "Bu benim özel ve değerli bir anım, sen de istersen katılabilirsin" mesajı verir.
3. Namazın Anlamını İnşa Edin: "Neden Namaz Kılıyoruz?"
Özellikle 8-9 gibi yaşlar, çocukların soyut kavramları anlamaya başladığı ama hala somut örneklere ihtiyaç duyduğu bir dönemdir.
Allah'ı Sevgiyle Tanıtın: Ona sürekli "Allah seni yakar, cezalandırır" yerine, "Allah bizi çok seven, bize bu güzel gözleri, elleri, yediğimiz lezzetli meyveleri veren Yaratıcımızdır" diye anlatın.
Namazı Bir Teşekkür Olarak Konumlandırın: "Bize bu kadar çok, güzel nimetler veren Allah'a teşekkür etmenin en güzel yolu namazdır. Tıpkı bir arkadaşın sana hediye verdiğinde 'teşekkür ederim' demen gibi."
Hikayeler Anlatın: Peygamberimizin (sav) çocuklarla nasıl namaz kıldığına, namaz kılarken sırtına torunlarının çıkmasına izin verdiğine dair sıcak hikayeler anlatın.
4. Namazı Somut ve Pozitif Deneyimlerle İlişkilendirin
Ona Özel Seccade ve Başörtüsü/Takke Alın: Kendini özel ve değerli hissetmesini sağlar. Bu hediyeleri kendi seçmesine izin verin.
Namaz Sonrası Aktivitesi: Özellikle yatsı namazlarından sonra ailecek 10-15 dakika sohbet etmek, bir şeyler atıştırmak gibi namazla bağlantılı ama keyifli rutinler oluşturun. Bu, namaz vaktini iple çekmesini sağlayabilir.
Takdir Edin (ama hemen) Mükemmeli Beklemeyin: Kendi isteğiyle kıldığı bir vakit namazı gördüğünüzde, abartmadan ama içtenlikle takdir edin. "Kendi isteğinle Rabbine yönelmen beni o kadar mutlu etti ki... Allah senden razı olsun" gibi bir cümle, onu zorlamanızdan çok daha etkilidir.
Konuyla İlgili Hadis-i Şerif Bize Ne Söylüyor?
Peygamber Efendimiz (sav),
"Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namazı emredin. On yaşına geldiklerinde (kılmazlarsa) onları hafifçe cezalandırın (vurun) ve yataklarını ayırın."1
buyurmuştur. Bu hadisi bugünün pedagojik bilgisiyle doğru anlamak gerekir:
7 Yaş: Emretmek, "hadi kıl" demek değil, "namaz diye bir sorumluluk olduğunu öğretmeye başlayın" demektir. Bu, sevdirme ve alıştırma dönemidir.
10 Yaş: Buradaki "vurma" ifadesini âlimler, caydırıcılığı olan, can acıtmayan, sadece ciddiyeti belirten sembolik bir hareket (misvakla dokunmak gibi) olarak açıklamışlardır. Asla şiddet anlamına gelmez. Modern pedagojide bunun karşılığı, bazı ayrıcalıklardan mahrum bırakmak veya davranışın ciddiyetini kararlı bir şekilde belirtmektir.
Özet Olarak Ne Yapmalısınız?
Zorlamayı ve sürekli hatırlatmayı hemen bırakın. Bu, yangına körükle gitmektir.
Siz en güzel örnek olun. Namazı bir zevk, eğlence ve huzur anı olarak yaşayın.
Baskı yerine sevgi dolu bir davet dilini benimseyin.
Namazın "nedenini" ve Allah ile olan sevgi bağını anlatın.
Kıldığı zaman takdir edin, kılmadığı zaman sabredin ve dua edin. Çocuğunuz için en güzel dua, anne-babanın duasıdır.
Unutmayın, hedefiniz çocuğunuzun sadece size karşı bir görevi yerine getirmesi değil, ömür boyu kalbinde ve hayatında yer alacak bir ibadet sevgisi yeşertmektir. Bu bir anlık bir sonuç değil, yıllar sürecek bir sabır ve emek işidir. Şu an ektiğiniz sevgi tohumları, ergenlik döneminde ve ileride en güzel meyvelerini verecektir inşallah.
Ebû Dâvûd, Salât, 26.