Soru

Cinlerin Cesedi Var mı

Cinlerin cesedi var mıdır. Varsa mahiyeti nasıldır?

Tarih: 12.09.2020 12:26:01
Okunma: 1035

Cevap

Cin, sözlükte “örtülü ve gizli varlık, görünmeyen şey” anlamındadır. İnsanın duyu organlarıyla idrak edilemeyen bu varlıkların mahiyetleri konusunda fazla bir bilgimiz bulunmamaktadır. Cinlerin varlığı ve mahiyetlerine dair bilgiler ancak vahiy yoluyla bilinir.
Kur’an-ı Kerim’de cinlerin alevli/dumansız, yalın ateşten yaratıldıkları zikredilir (Bk. Hicr, 15/27; Rahmân, 55/15). Ayrıca Kur’an’da “Cin sûresi” adıyla bir sûre mevcut olup, daha birçok âyette ve sahih hadislerde cinlerden bahsedilmektedir. Bu bakımdan cinlerin varlığı gerçek olup her müminin buna inanması gerekir.
Cinler görünmeyen bir boyutta oldukları için onların yaşayış tarzı, insanlarla ilişkileri gibi konularda vahyin bildirdiği dışında kesin yargılarda bulunmak mümkün değildir. Zâriyât Sûresinin 56. âyetinde ise, cinlerin de insanlar gibi Allah’ı bilip ona ibadet etmekle sorumlu oldukları belirtilmiştir. (Din İşleri Yüksek Kurulu, Akaid, Meleklere İman ve Cinler, “Cin” diye bir varlık var mıdır?)

Cinlerin mevcudiyetleri tartışma götürmeyecek şekilde Kur’an’la sabit olduğundan cinleri inkâr edenlerin küfrüne hükmeden kelâm âlimleri cinlerin mahiyeti konusunda farklı görüşler benimsemişlerdir. Bunları iki noktada toplamak mümkündür. 1. Cinler kendi başına kaim olan gayri maddî cevherlerden oluşur. Bu görüşü benimseyenlerden biri olan İmam Gazzâlî’ye göre melekler, cinler ve şeytanlar gayri maddî cevherden oluşmaları açısından birbirlerine benzemekle birlikte farklılık arzederler (el-Maḍnûnü’l-kebîr, s. 16). 2. Cinler maddî cevherlerden oluşur. Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî ve Bâkıllânî başta olmak üzere bu görüşü benimseyen Eş‘arîler’in çoğunluğuna göre hayat için bünye şart olmadığından her şeye gücü yeten Allah cinleri duyularla idrak edilebilen bünyeleri olmaksızın yaratmıştır.

Cinlerin insanlar gibi doğan, yiyip içen, evlenip çoğalan, ölen ve hatta insanlarla ilişki kurabilen varlıklar olduğu âlimlerin çoğunluğu tarafından kabul edilir. Bazı kaynaklar, cinlerin yemek kokularıyla veya kemik vb. yemek artıklarıyla yahut hayvan dışkısıyla beslendiğini naklederse de tercih edilen görüşe göre kendilerine özgü bir tarzda beslenirler. Yine kaynaklar cinlerin insan şeklini alabildikleri gibi hayvanlardan yılan, kedi, köpek ve inek şekline de girebildiklerini, dünyanın çeşitli bölgelerinde özellikle dağlık yerlerde, harabelerde, denizlerde, çöllerde, çöplüklerde ve mezarlıklarda yaşadıklarını da kaydeder.(İslam Ansiklopedisi, Ahmet Saim Kılavuz, 8. Cilt, s. 8-10, Cin maddesi)

 

Bediüzzaman hazretlerine göre; şeytan, cin ve melâikelerin cisimleri maddi kayıtlarla sınırlandırılamayan "seyyâlat-ı latife" den yaratılmıştır. Yaratıldıkları cisimleri tek çeşit olmayıp nurdan, karanlıktan, havadan, hatta mânâdan yaratılan mahiyetlere sahip olduğunu ifade etmektedir.

"Kadîr-i Hakîm bu kusursuz kudretiyle, bu noksansız hikmetiyle; nur gibi, esîr gibi ruha yakın ve münasib olan sair seyyalat-ı latife maddeleri ihmal edip hayatsız bırakmaz, camid bırakmaz, şuursuz bırakmaz. Belki madde-i nurdan, hattâ zulmetten, hattâ esîr maddesinden, hattâ manalardan, hattâ havadan, hattâ kelimelerden zîhayat, zîşuuru kesretle halkeder ki; hayvanatın pekçok muhtelif ecnasları gibi pekçok muhtelif ruhanî mahlukları, o seyyalat-ı latife maddelerinden halkeder. Onların bir kısmı melaike, bir kısmı da ruhanî ve cin ecnaslarıdır.

Bu üç taife olan melaike, cin ve şeytanların vücutları, hava, su, toprak ve ışık denilen dört unsurun birleşiminden teşekkül etmiştir. Fakat bir görüşe göre meleklerde galip gelen nur; cinlerde galip gelen hava; şeytanlarda galip gelen ise ateştir. Diğer bir görüşe göre meleklerde galip gelen nur; cinlerde ve şeytanlarda galip gelen ateş; insanlarda galip gelen ise topraktır. Nur, ateş ve havanın letafetine binaen, melekler, cinler ve şeytanlar, bütün menfezlere ve dar olan yerlere, insanın içine (hatta kan damarlarına) girip dolaşabilirler. Gözlerle hissedilip görünmezler. Ancak toprak ve suyun ağırlıklı olduğu şeyleri örtü ve libas olarak giyerlerse o zaman insan suretinde veya başka bir hayvan suretinde görünebilirler.” diye Şerhü’l Mekasid adlı eserde açıklama yapılmıştır.


Etiketler

Yorum Yap

Yorumlar