Soru

Cinler-Ruhlar ve Melaikeler

İnsanoğlu yaratılmadan önce cinler de imtihana tutuluyor muydu? Cennet ve Cehennem var mıydı? Ruhlahlardan biraz bahseder misiniz?

Tarih: 26.10.2009 00:00:00
Okunma: 8439

Cevap

                 İnsanoğlu yaratılmadan önce cinler de imtihana tabi tutuluyor muydu?
                
“Ben yeryüzünde kendime bir halife yaratacağım…”(1)  ayetinin izahı olarak Abdullah İbni Ömer (r.a) şöyle rivayet etmiştir. “Cân oğulları diye anılan cinler, Âdem (a.s)’ın yaratılmasından iki bin yıl evvel yeryüzünde idiler. Yeryüzünde fitne ve fesad çıkardıkları için, Allah onlara karşı meleklerden bir ordu gönderdi. Melekler tarafından iyice hırpalanan bu fesatçılar denizlerdeki adalara sığınmak suretiyle canlarını kurtarabildiler. Bunun üzerine Cenab-ı Hak meleklere: “Muhakkak ben yeryüzünde bir halife yaratacağım…” dedi.(2)
 
Bu izahlardan, cinlerin insanlardan önce yeryüzünde imtihana tabi oldukları anlaşılıyor.

1-(Bakara, 2/30)
2-Safvettüt-Tefasir, Muhammed ali es-sabuni
    
                                     
                               İnsanoğlu yaratılmadan önce Cennet ve Cehennem var mıydı?

Ehl-i Sünnet inancına göre, kâinat yaratılırken Cennet ve Cehennem yaratılarak hazırlanmıştır. Fakat son ve en geniş şekillerini kıyametten sonra âlem yeniden düzenlenirken alacaktır.

Âdem (as)’ın  yaratıldığı zamana baktığımızda ise Cennet ve Cehennem’in insanoğlu yaratılmadan önce var olduğu anlaşılmaktadır.

“Yüce Allah, Âdem (as)‘ın bedenini Cennet’te yaratarak… Âdem (as)’a ruh üfürdüğü zaman, ruh onun cesedinin baş tarafından girdi ve cesedinin her yerinde hayat eseri ve kan, meydana geldi.” (1)

Miracı anlatan hadislerde Hz. Peygamber (asm)’ın yedinci kat semada Cennet’e girdiği bahsedilmiştir. Ayrıca Necim Suresi’ndeki şu ayetler Cennet’in şu an var olduğuna işaret eder:

“And olsun ki, onu (Cebrâîl’i aslî sûretinde) diğer bir inişte de (mi‘râc gecesi), Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında (iken) gördü. Ki Cennetü’l-Me’vâ onun yanındadır.” (Necm, 13-15)

Bediüzzaman Hazretleri, Birinci Mektub’da Cehennem’in şu an mevcut olup yer altında olduğunu hadislere dayanarak söyler ve bunu şöyle izah eder. Dünyanın içindeki ateşin cehennemim çekirdeği olan küçük cehennem olduğunu ve büyük cehennemin ise dünyanın güneş etrafında çizdiği dairenin altında olduğunu ve kıyametten sonra birleşerek son şeklini alacağını söyler.

1- Peygamberler Tarihi, M. Asım Köksal s.31-32

                             Ruhlardan biraz bahseder misiniz?
 
Ruhlar dünyaya gelmeden önce ruhlar âleminde bulunurlar.

Peygamber Efendimiz (A.S.M.), “Ruhlar, toplanmış cemaatler gibidir. Onlardan önceden birbiriyle tanışanlar, iyi anlaşırlar. Tanışmayanlar ayrılırlar pek anlaşamazlar”  buyurmuştur. (1) 

Peygamber efendimizin bu açıklaması insanların dünyaya gelmeden bir yerlerde tanışıp kaynaştığını haber vermektedir. Bu tanışma ve kaynaşmanın olduğu âleme ruhlar alemi denilmektedir.

“Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: “Ruh, Rabbimin emrindedir. Size ilimden ancak, az bir bilgi verilmiştir.”(2) ayette de ifade edildiği üzere, ruhun gerçek mahiyetini ancak Allah bilir. Biz ancak onun varlığını, yaptığı işlerden ve hareketlerden anlayabiliriz.

Ruhun mahiyeti hakkında en geniş bilgiyi Bediuzzaman’ın eserlerinde görmekteyiz. Ruhun mahiyeti, yani nasıl bir şey olduğu ve bekası, yani ölümsüzlüğü hakkında yaptığı izahlardan bir kısmı mealen şöyledir:

“Ruh, hayat ve şuur sahibi, nurlu bir vücudu olan; gelişmeye müsait çokça kabiliyetleri olan Allah’ın emrinden bir kanundur.”

“Cesed ruha dayanır, ayakta kalır. Ruh ise kendiliğinden ayaktadır. Cesed harâb olursa daha ziyade serbest olur, melek gibi göğe uçar.”

“Ölüm ile bedenden ayrılarak bütün bütün çıplak olmak dahi ruhun bekasına te'sir etmez ve mahiyetini de bozmaz. Yalnız, hayat boyunca, cesed libasını yavaş yavaş değiştiriyor iken ölüm esnasında birden soyunur. …Cesed istediği gibi dağılıp toplansın; ruhun bağımsızlığına zarar vermez. Belki cesed, ruhun hânesi ve yuvasıdır, elbisesi değildir. Belki, ruhun elbisesi bir derece sâbit ve ruha uygun lâtif bir kılıfı ve nurlu bir bedeni vardır. Öyle ise, ölüm anında bütün bütün çıplak olmaz, yuvasından çıkar, nurânî bedenini giyer.” (3)

1-(Buhari, Enbiya, 2; Müslim, Birr, 159; Ebu Davud, Edeb, 19.)
2-(İsra, 17/85) 
3- Geniş bilgi için bkz. 29. Söz – Ruh Bahsi


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar