Rabbimizin razı olduğu ve insana sevap kazandıran ahiretine katkı sağlayan her şey ibadet sınıfına girer. Nitekim Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki:
“Allah yolunda sarf ettiğin, bir kölenin hürriyetine kavuşturulması için harcadığın, fakire sadaka olarak verdiğin, bir de ailen için harcadığın paranın hepsi hayırlıdır. Fakat bunlar içinde ailen için sarf ettiğin paranın sevabı hepsinden daha çoktur.”1
İnsana en çok hayır ve sevap kazandıran Rabbimizin en çok hoşuna giden amellerin başında şüphesiz bir kişinin ailesinin rızkını, geçimini sağlaması için çalışması gelir. Çalışmanın ibadet olabilmesi şartını Bediüzzaman Hazretleri şöyle ifade eder:
Hem namaz kılanın diğer mübâh dünyevî amelleri güzel bir niyet ile ibâdet hükmünü alır. Bu sûrette bütün sermâye-i ömrünü âhirete mal edebilir. Fânî ömrünü bir cihette ibkā eder.2
Namaz kılanın helal dairede yapmış olduğu işler güzel bir niyetle yani Allah'ın rızasına uygun, rızkın Allah'tan geldiği bilinciyle çalışmanın ibadet hükmünü alacağını ve bu şekilde insanın dünyalık güzel hayırlı işleri de ibadet hükmüne geçerek bütün ömrünü ahirete mal edebileceği müjdesini veriyor.
Müslim, Zekat, 39
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s.9