Büyüklere abla, abi (isminin yanında) diye hitap etmenin dinimizdeki yeri nedir? Yoksa sadece saygıdan, gelenek ve görenekten mi ileri gelmektedir?
Büyüklere abi, abla gibi saygı ifadelerinde bulunmak dinimizin açık emri olmayıp Türk örf ve adetinden kaynaklanır. Bizim örfümüzde yaşça küçük birisi büyüğüne yalnız ismi ile hitab ederse bu, büyüklere karşı saygısızlık olarak algılanır. Dinimiz ise bize büyüklere saygı göstermemizi emreder. Peygamberimiz sav:
“Küçüklerimize şefkat etmeyen büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” (Tirmizi, Birr, 15) buyurarak büyüklere karşı saygılı olmayı emretmiştir. Yani büyüklere saygı göstermek dinimizin bir emridir.
Türk örfünde büyüklere saygının bir alameti de onlara yalnız isimleri ile hitab etmemektir. Abi, abla, amca, teyze gibi ilaveler yaparak onlara saygı gösteririz. Aksi takdirde bunun karşı tarafça bir saygısızlık olarak anlaşılacağı kesindir.
Meşhur fıkıh alimi Muhammed Ebu Zehra (rahmetullahi aleyh) örfü şöyle tarif eder:
Örf: Kur'an, Sünnet ve Sahâbîlerin tatbikatı gibi hakkında her hangi bir nass bulunmayan mesele üzerinde müslümanların teamülü (yerleşmiş uygulamasları) demektir. Bu da bir hüccet (delil) olup iki kısma ayrılır:
1 — Sahih örf,
2 — Fâsid örf.
Sahîh örf, nassa (Kur'an ve sünnete) aykırı düşmeyen örftür. Fâsid örf de, nassa aykırı düşen örftür. Fâsid örfün bir değeri yoktur.
Sahîh örf ise, nass bulunmayan yerlerde bir hüccet teşkil eder (delil olur).