Beyt'ül-Ma'mur kelimesi ile ilgili ilk bilgileri Kur’an-ı Kerim'deki şu ayetten öğreniyoruz:
Tûr’a, açık sahifeler üzerine yazılı kitaba, beyt'ü'-ma‘mûra, yükseltilmiş tavana, kaynayan denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka gerçekleşecektir; ona engel olabilecek yoktur!1
Bu ayet-i kerimede geçen "beyt'ül-ma'mur" tamlaması hakkında başlıca üç yorum vardır:
1) Semada bulunan bir evin, bir mescidin adıdır. İlgili rivayetlerde bunun yedinci semâda, Kâbe’nin izdüşümüne denk gelen bir yerde, arşın hizasında bulunduğu, durâh diye de anıldığı, meleklerin ziyaretiyle şenlendiği belirtilir. Dördüncü ve altıncı semada veya semanın ve yerin her bir katında bir beyt'ül-ma‘mûr bulunduğu yönünde de nakiller vardır. Yine rivayetlerde yer alan bilgilere göre her gün oraya çok sayıda melek girer, Allah’ı takdis ve tesbih ederler; çıkanlar artık asla (kıyamete kadar) oraya dönmezler.2 Şu var ki bu rivayetlerin âyetteki tamlamayı izah amacı taşıdığı açık değildir.3
2) Kâbe’nin adıdır. Bu yorumda mâ'mur kelimesinin, “gelen gideni çok olan, ziyaretçileriyle şenlenen ve bakımlı olan yer” mânaları esas alınmıştır.4 Bu yorumu destekleyen bir rivayete göre Allahu Teâlâ onu her yıl belirli sayıda ziyaretçi ile mâ'mur kılar, insanların sayısı bundan eksikse meleklerle tamamlar.
3) Müminin kalbi kastedilmiştir. Kalp, kişinin Allah’ı tanıması ve O’na tam bir teslimiyet göstermesiyle mâ'mur olur.5
Tur,52/1-8
Taberî, XXVII, 16-18; Zemahşerî, IV, 33; İbn Atıyye, V, 186
İbn Âşûr, XXVII, 39
Zemahşerî, IV, 33
Beyzâvî, VI, 89

