Besmeledeki intisab sırrından kasıd nedir?
İntisab; bir yere bağlanmak, aitlik göstermek ve dayanmak manasındadır.
Bir insanın asker olup devlete istinad ettiği dakikadan itibaren büyük bir güç elde etmesi ve arkasında bir ordunun kuvvetini toplaması gibi.
Besmeledeki intisab sırrından maksat ise şu olmak gerektir:
İnsan çok zayıf olduğu halde düşmanları pek fazladır. Hastalık, doğal afetler ve ölüm gibi.
Çok fakir olduğu halde ihityaçları pek fazladır ve adeta istekleri kainatın her tarafına yayılmıştır. Güzel bir çiçeği sevdiği ve istediği gibi cenneti de ister ebede göçmüş sevdikleriyle de görüşmek ve beraber olmak ister.
İnsan bu hal karşısında eğer bir olan Allah'a iman ve intisab etmezse bu düşman ve ihtiyaçlar karşısında adeta ezilir. Dünyada herşeye dilencilik etmek zorunda kaldığı gibi korktukları düşmanların yüzde birinden dahi kurtulamaz. Perişan olur.
Fakat herşeye gücü yeten ve herşeyin sahibi olan Cenab-ı Hakk'a iman etse, besmele ile ona intisab edip O'nun kudretini arkasına alsa öyle bir güç elde eder ki şu dünyada hiçbir düşman onu korkutmaz. Aynı zamanda Ğaniyy-i mutlak yani sonsuz zenginlik sahibi olan Rabbine dayansa herşey O'na musahhar olur büyük bir zenginliği elde eder. Yani bir olandan isterse binlerce olan esbaptan istemek zorunda kalmaz. Çünkü her şeyin dizgini O'nun elinde ve her şeyin anahtarı O'nun yanındadır. Eğer insan O'nu bulsa O'na dayansa O'nun ismi ile hareket etse dünyada ona elem ve keder verecek herşeyden emin ve güven içinde kalır. Başkalarından yardım istemeye gerek duymaz.
Mesela bir şehre yeni gelen aciz ve fakir bir adam o şehrin rahim ve kerim olan sultanına gidip ilticada bulunmazsa onun zenginliğine el açıp yardım dilemezse şehirde dilencilik etmek zorunda kalır herkese el açar ve perişan bir durumda kalır. Halbu ki o şefkatli sultanı bulsa ona müracaat etse tüm ihtiyaçları karşılanır ve hiç kimseye de el açmak zorunda da kalmaz.
Allah ve ahirete imanla daha önce ona dehşetli gözüken ölüm onun için bu fani dünyadan ebedi bir aleme ve sevdiklerine kavuşma vesilesi olur. Adeta ölümün sureti değişir. Ona dost olur.
Yine daha önce ebedi yaşamak ihtiyacı ölümü hatırladıkça ona adeta bir zulüm olurken ebedi hayatın sahibi olan Allah'a iman ve ona intisabla bu isteği ona büyük bir ferah ve kalp huzuru verir.
İşte insan besmele ile tüm bunları yapabilecek kudret ve zenginlik sahibi olan Cenab-ı Hakk'a müracaat ve iltica edince hem titremekten hem de dilencilikten kurtulur.