Başkalarının hataları, günahların yaygınlaşması, bir günahın insanlar tarafından çokça işlenmesi gibi haller kişiye, o günahı işlemek için meşru (geçerli) bir mazeret olamaz. Dinimizde böyle bir hüküm yoktur; aksine, bu durumu reddeden birçok âyet mevcuttur. Detaylı izah için aşağıdaki iki âyete göz atalım:
(Biz) müjdeleyiciler ve (aynı zamanda) korkutucular olarak nice peygamberler (gönderdik) ki, o peygamberlerden sonra, insanların Allah’a karşı bir delil(ler)i (ma‘zeretleri) olmasın! Çünki Allah, Azîz (kudreti dâimâ gālib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.1
Yukarıdaki âyette, eğer kişiye hak bir din tebliğ edildiyse ve doğru ile yanlışı ayırt edecek aklî melekelere de sahipse, artık Allah’a karşı geçerli başka bir mazereti olamayacağı belirtilmektedir.
Aşağıdaki âyette ise bir kişinin hatasından ve günahından dolayı o kişinin yakınlarının, akrabalarının mesul tutulamayacağı belirtilmiş, günah işlemenin bireyselliği vurgulanmıştır. Bu âyetten dolaylı olarak, birilerinin günah işlemesi ya da hatası, buna şahit olan diğer kişilerin günah işlemesine gerekçe olamaz; günah işlemeyi meşrulaştırmaz sonucunu çıkarabiliriz.
Hem hiçbir günahkâr, başkasının günâhını yüklenmez.(2) Artık (günâhı) ağır gelen kimse onu taşımaya (başkalarını) çağırsa ve (bu çağırdığı kimse) akrabâsı bile olsa, ondan (o günâhından) bir şey yüklenmez. (Ey Habîbim!) (Sen) ancak, gıyâben (görmeden) Rablerinden korkanları ve namazı hakkıyla edâ edenleri korkutursun. Artık kim (günahlardan) temizlenirse, o takdirde ancak kendi lehine temizlenmiş olur. Ve (nihâyet) dönüş ancak Allah’adır.2
Nisa, 4/165
Fâtır, 35/18