Burada Âyetü’l-Kübrâ’nın birinci tebyîzi, aynen bir sene sonra, oradaki birinci tebyîz gibi, Âyetü’l-Kübrâ’nın nâmına tevâfuku var. İki tevâfukun tetâbuku, tesâdüfe havâlesi imkânsız bir keyfiyet olmakla, kalemi zülfikār-misâl zâtın kalemiyle, otuz üç kelime-i tevhîdin tevâfukundaki gaybî imzayı cidden tenvîr ve tasdîk eder.[1]
1- Burada nasıl bir tevafuk var?
Âyetü’l-Kübrâ risalesinin birinci tebyizinde (risale yazıldıktan sonra çoğaltmak için yazılan ilk nüshada) her satır başında gelen “elif” harflerinin ebced değeri 666 etmektedir. Bu eserin ismi olan “Âyetü’l-Kübrâ” ibaresi de ebced olarak 666 etmektedir. Ayrıca Kur’an-ı Hâkim’in ayet sayısı da 6666’dır. Dört haneli 6666 rakamının üç hanesine (666’ya) tevafuk etmesi ayet-i kerimelerin bir leması (parıltısı) olduğuna işarettir.[2] Âyetü’l-Kübrâ ile alakalı bir diğer tevafuk 33 adet لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ lafızlarının alt alta gelmesidir. [3]
2- "Burada" ile kastedilen yer Kastamonu’dur. "Orada" ile kastedilen yer ise Isparta vilayetidir.
3- Kalemi "Zülfikar Misal" zat kimdir? Hafız Ali (rahmetullahi aleyh) ağabeyimizdir.
“Şam’lı Tevfîk, Âyetü’l-Kübrâ şuâını, Hâfız Ali’nin otuz üç لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ile tevâfuklu tarzda bana yazsa iyi olur.”[4] Kastamonu Lahikasında geçen Bediüzzaman Hazretlerinin bu ifadesinden anlaşılan o ki bu zat Hafız Ali (rahmetullahi aleyh) ağabeyimizdir.
4- "Burada Âyetü’l-Kübrâ’nın birinci tebyîzi, aynen bir sene sonra, oradaki birinci tebyîz gibi ayetü’l-Kübrâ’nın nâmına tevâfuku var." Cümlesi ise:
Âyetü’l-Kübrâ Risalesi Kastamonu’da yazıldığında tebyiz edildi. Tevafuklar göründü. (666 tevafukları) Bir sene sonra bu risale Isparta’da tekrar tebyiz edildi. Yine tevafuk göründü. (33 adet لَٓا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ tevafukları)

