Sünni kaynakları Ebü Süfyan'ın İslamiyet'i kabul ettikten sonra samimi bir Müslüman olduğunu belirttiği halde daha ziyade Şif müellifler bunun aksini iddia ederler. Hatta onun bir münafık ve zındık olduğunu, Hz. Peygamber'e inanmadığını ileri sürmektedirler. Lâkin Ebu Süfyan'ın (ra) ilerlemiş yaşına rağmen Suriye'deki fetihlere katılması, Yermük'te Müslüman askerleri, cesaretlendirmesi, hadis nakletmesi onun aleyhindeki iddiaların kasıtlı olduğunu göstermeye yeterlidir. Ayrıca sünni kaynaklarının, İslamiyet'i gönülden benimsemeyen bir kişinin daha sonra samimi bir Müslüman olduğunu kaydetmeleri de mümkün görünmemektedir.1
Karısı Hind (ra) Sevgili Peygamberimiz'e biat etmiş ve İslamiyet'e dahil olmuştur. Biadı esnasında Resûl-i Ekrem’in kendisini iyi karşılaması ve daha önce yaptıkları üzerinde durmaması kendisini son derece memnun ettiği için, bir zamanlar yeryüzünde perişan olmasını en çok istediği ailenin Peygamber ailesi olduğunu, fakat artık gözünde bu aile fertlerinden daha değerli bir kimse bulunmadığını ifade etmiştir.2 Hz. Hind oradan ayrıldıktan sonra evine gitti ve bütün putları kırdı. Yermük Savaşı’na Ebû Süfyân’la birlikte katılan Hind, heyecanlı konuşmalarıyla Müslümanları savaşa teşvik etmiş, bozgun alâmetleri görüldüğü zaman diğer kadınlarla birlikte onların derlenip toparlanmasında büyük etkisi olmuştur.3 Dolayısıyla bu halleri onun samimi bir Müslüman olduğunu göstermeye yeterlidir.
TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1994 c10. s 232
Buhârî, “Eymân”, 3, “Aḥkâm”, 14; Müslim, “Aḳżıye”, 8
TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1998 c18. s 65