"Sefine-i Nuh gibi Anadolu'yu cebel-i cudi hükmüne getirip...." Burada üstad neden "Anadolu " diyor?
"Evet, Risâle-i Nûr, Sefîne-i Nûh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebebdir. Çünki zaaf-ı îmândan gelen tuğyân, ekser musîbet-i âmmeyi celb ettiği gibi; îmânı fevkalâde kuvvetlendiren Risâle-i Nûr, o musîbet-i âmmeyi dâiresinin hâricine bırakmaya rahmet-i İlâhiye tarafından vesîle oldu." (Kastamonu Lahikası, Mektup 88)
Risâle-i Nûr hizmeti, Anadolu'da başlayıp bütün dünyaya buradan yayıldığı ve öncelikli olarak bu vatanın evlâdlarının imanının kurtulmasına vesile olduğu için böyle bir benzetme yapılmıştır. Nasıl Cûdî dağı iman edenlerin kurtulmasına vesile olduysa, Anadolu da, Risâle-i Nûr vasıtasıyla iman edenlerin, umumî olan imansızlık hastalığından kurtulmasına bir vesile olmuştur. Risâle-i Nûr'un, yazıldığı, neşredildiği ve manevî fetihler yapıp, imanları kurtarma yeri Anadolu olmuştur.