Muhtelif Meseleler

29.05.2008

4961

Allah’ı İnkâr Eden Birisine Mirac Mucizesinin İspatı

Cenâb-ı Hakk’ı İnkar Eden Birisine Mirac Meselesi Nasıl İzah Edilir?

* *

**** ****

29.05.2008 tarihinde sordu.

Cevap

Miraç meselesi, Erkân-ı İmaniyye (iman esaslarının) kabulünden sonra ispat edilebilecek bir konudur. Allah'a, peygamberlere, meleklere ve kitaplara iman etmenin neticesidir. Allah'ın varlığını ve sonsuz kudretini inkâr eden birine, O'nun kudretiyle gerçekleşmiş bir hadiseyi ispat etmeye çalışmak elbette sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle, Miraç meselesinde inkârcılarla doğrudan mücadele etmek yerine, bu konuda şüpheye düşmüş inançlı bir Müslümanın vesvese ve şüphelerini gidermeye çalışmak esas alınmalıdır.

Bediüzzaman Hazretlerinin Otuz Birinci Sözde ‘’Şimdi makam-ı istimâ‘da (dinleme makamı) olan mülhide (dinsiz) bakıyoruz. Hatıra geliyor ki, o mülhid kalbinden der: “Ben Allah’ı tanımıyorum. Peygamberi bilmiyorum. Nasıl Mi‘râc’a inanacağım?[1] sorusuna karşı verdiği cevabı şu şekilde özetleyebiliriz;

Kâinatın Yaratıcısı: Bu kâinat, sanatlı bir nakış, düzenli bir fiil ve manidar bir kitap gibidir. Nasıl ki bir nakış nakkaşsız, bir fiil failsiz olmazsa, kâinat da elbette yaratıcısız olamaz.

Tevhidin Delili: Sinek kanadından gök cisimlerine kadar her şeyde kusursuz bir düzen hüküm sürmektedir. Bu düzen, birden çok ilâhı değil, tek bir hükümdarı ve O'nun her şeye gücü yeten bir kudrette olduğunu gösterir.

Elçi Gönderme: O Hâkim, kâinatı mükemmel bir sanatla yaratmasıyla kendini sevdirmek ve hikmetiyle de kâinatın yaratılış sırrını, varlıkların nereden gelip nereye gittiğini bildirmek ister. Madem ki kendini tanıtmak istiyor, elbette muradını ve rızasını bildirmek için bir elçi gönderecektir. Bu elçi de kâinatın sırrını bilen bir rehber ve Rabbimizin emirlerini ilan eden bir muallim olacaktır.

En Liyakatli Elçi: Madem bir elçi gönderecektir, elbette elçilik görevine en lâyık olan kişiyi bir tebliğ edici olarak seçecektir. Bu vazifeye de en lâyık kişi Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz'dir. Çünkü O, bilfiil o vazifeyi en mükemmel bir şekilde yapmıştır. Yaymış olduğu İslâmiyet nuru bunun en büyük şahididir.

İşte Miraç hakikati de şunu ifade eder ki; Miraç sadece bir seyahat değil, umum kâinat namına O zatın (s.a.v.), bütün mevkileri aşarak kendisine has bir makamda umum mahlukatın yaratıcısı ile ulvî bir sohbet gerçekleştirmesidir.

Kısaca özetleyecek olursak; Cenab-ı Hakkı inkâr eden birisine Miraç hakikati izah edilemez. Öncelikle Allah’ın varlığı, birliği ve diğer iman esasları ispat edilmeli, daha sonra bu konu izah edilebilir.


[1] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2010, s.248


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız