Berzah kelimesi sözlükte “iki şey arasındaki engel” mânasına gelmektedir. Dinî terim olarak ise ölümle başlayıp yeniden diriltilmeye (ba‘s) kadar sürecek olan ara dönem, dünya ile âhiret arasındaki âlem ve kabir hayatı karşılığında kullanılır.1 Âlem-i berzah tabiri ise "kabir alemi" demektir. Bedîüzzamân Hazretleri "alem-i berzah" tabirini şöyle kullanmaktadır:
Hem mevt ve eceli, "âlem-i berzaha" giden ve âlem-i bekâda olan ahbâblara visâl ve mülâkāt mukaddemesi olarak gösterir.2
Cisim libâsını mâzîde bırakıp kendileri istikbâl salonu olan "berzah âleminde" kemâl-i rahatla ikâmetlerini düşünür. Mezaristana ünsiyetkârâne bakar.3
Bu izahlardan da anlaşılacağı üzere âlem-i berzah yani kabir alemi ahirete giden yolda, dünyadaki imtihanları biten insanların ruhları için bir bekleme salonu gibidir. Nitekim Peygamber (sav) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:
Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukurdur.4
Yani berzah âlemi, mü’min için bir cennet bahçesidir. İman ile kabre girmeyenler için ise cehennem azabının ilk numunelerinin tadıldığı bir cehennem çukurudur.
Cüneyt Gökçe, "Berzah", TDV İslâm Ansiklopedisi, c.5, 1992, s. 525.
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 304.
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 313.
Tirmizi, Kıyamet, 26.

