Tabiat risalesinin başında 'Bu kadar zahir ve aşikare bir hurafeyi nasıl bu akil feylozoflar kabul etmişler ve o yoldan gidiyorlar?' suali var ve üstad da cevap veriyor. Lakin o cevabı anlayamadım. Tafsilatlı açıklayabilir misiniz.
Bahse konu olan yer şöyledir:
"Onun için, birdenbire, “Bu kadar zâhir ve âşikâre bir hurâfeyi nasıl bu âkil feylesoflar kabûl etmişler ve o yoldan gidiyorlar?” hatıra geliyor. Evet, onlar, mesleklerinin iç yüzünü görmemişler. Hem hakîkat-i meslekleri ve mesleklerinin lâzımı ve muktezâsı odur ki, yazılmıştır."
İnsan bazen bir şey söyler. Ama söylediğinin sonocunu hesap edemez. Bir yaratıcıyı kabul etmeyip herşeyi tabiate veya sebeplere bağlayan bu zeki filozoflar da ne dediklerini bilmiyorlar. Söylediklerinin nereye vardığını hesap edememişler.
Tabiat Risalesi onların fikrlerinin iç yüzünü ortaya çıkarmış ve gerekli cevapları çok güzel misallerle vermiştir. Bunlara siz bunu mu demek istiyorsunuz denilse "hayır öyle demiyoruz" diyeceklerdir. Ortaya attıkları fikirlerin sonucu budur. Akla, mantığa, ilme ve tecrübeye uymayan şeyleri ileri sürüyorlar. Fakat kendi fikirlerinin ve sözlerinin asıl manasını bilemiyorlar ve anlamamışlar demektir.