Muhtelif Meseleler

17.12.2024

321

Fetret Döneminde Dünyaya Gelenler Daha mı Şanslıydı?

Fetret ehli, İslâm’dan habersiz olduğu için günahlarına rağmen kurtulabilir. Müslüman bir toplumda doğan ise pek çok sorumluluk taşır ve cehenneme düşme ihtimali vardır. “Keşke ben de fetret ehli olsaydım, doğrudan cennete girerdim” demek doğru mudur? Bu vesveseye nasıl cevap verilir?

14.12.2025 tarihinde cevaplandı.

Cevap

İnsanın zaman ve mekân bakımından nerede yaratılacağı kendi tercihine bırakılmış bir mesele değildir. Rabbimiz Kur’ân’da hiçbir insanın haksız bir konuma yerleştirilmediğini şöyle bildirmektedir:

Rabbin ise kullar(ın)a aslâ zulmedici değildir! 1

Bu açıdan bakıldığında, “Fetret ehli olsaydım daha iyi olurdu” düşüncesi aslında bir vesvese ve kuruntudur. Çünkü Allah, bizleri bütün ihtimallerin içinden en uygun ve en hikmetli zaman ve ortamda yaratmıştır. Bu dünyada akıl, kalp, iman ve Peygamber’in (sav) rehberliğine muhatap olabilmek büyük bir lütuftur.

Fetret dönemi tarih içinde çok sınırlı bir zamandır ve istisna hükmündedir. O dönemde insanlar Peygamberlerden ve ilahi hükümlerden habersiz kaldıkları için dini tebliğe muhatap olamamışlardır. Bu sebeple Allah onları sorumluluk bakımından farklı bir şekilde değerlendirmiştir. Üstelik bazı âlimlere göre fetret ehli tamamen sorumsuz da değildir. Allah’ın varlığını akıl yoluyla bulmakla yükümlüdürler. İyilik yapanlar iyiliklerinin karşılığını, kötülük edenler ise kötülüklerinin karşılığını göreceklerdir. Yani onların da kendilerine göre bir imtihanı vardır, sadece ölçüler farklıdır. Ayrıca bu durum tamamen Allah'ın takdiridir ve kulun bunu sorgulaması doğru değildir.

“Daha az sorumluluk olsun” düşüncesi aslında eldeki büyük nimeti görmeme tehlikesini barındırır. Çünkü İslâm, insana değer kazandıran, onu Allah’ın hitabına muhatap yapan en büyük değerdir. İman nimeti, diğer bütün nimetlerin üzerindedir. Bu sebeple Müslümanın yapması gereken, hayali ihtimallerle zihnini meşgul etmek değil elindeki bu büyük nimetin şükrünü eda etmek ve iman dairesinde kalmak için dua etmektir.

Sonuç olarak, fetret ehline yönelik İlâhî muamele adaletin gereğidir. Müslümanlara verilen sorumluluklar ise lütuf ve ikramın bir parçasıdır. Allah kimseyi haksız bir konuma koymaz. Bizlere düşen, bulunduğumuz hâli vesvese konusu yapmak değil, Rabbimizin bizi en hikmetli yerde yarattığına güvenmek ve iman nimetine şükretmektir.

Kaynakçalar
  1. Fussilet, 41 / 46.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız