Aralarında Ebû Hanîfe’nin de bulunduğu İslâm âlimlerinin bir kısmına göre kadından gelen renksiz ve kokusuz akıntı necis olmayıp abdesti de bozmaz. 1Nitekim günümüzdeki tıbbi verilere göre sağlıklı her kadından beyaz ve kokusuz bir akıntı (rutûbetü’l-ferc) salgılanması normal bir durum olarak kabul edilmektedir. Bu akıntı rahimden değil, daha aşağıdan gelmekte, herhangi bir necis madde ile de karışmamaktadır. Bu nedenle temiz kabul edilen akıntı, abdesti bozmadığı gibi bu akıntının çamaşıra bulaşması da namaza engel değildir.2
Bunun haricinde ağır kokulu ve renkli akıntılarda abdest almak gerekmektedir. Eğer bu akıntı durmaksızın devam ediyor ise o vakit kişi özür sahibidir.
Abdesti bozan ve süreklilik taşıyan bedenî rahatsızlıklara özür, böyle bir özrü olan kimselere de özür sahibi denir.3
Bir kimsenin ibadet konusunda özür sahibi sayılabilmesi için özrünün, bir namaz vakti içinde abdest alıp namaz kılacak kadar bile kesilmemesi ve her namaz vaktinde en az bir defa tekrarlaması gerekir. Özür hâli, sebebin tam bir namaz vakti süresince kesilmesiyle ortadan kalkar.4
Özür sahibi kimse Hanefî mezhebine göre her namaz vakti için abdest alır. Zira Hz. Peygamber (sav) özür sahibi bir kadına böyle yapmasını bildirmiştir. 5Özür sahibi, özrü dışında abdesti bozan farklı bir durum meydana gelmedikçe, vakit içinde aldığı abdestle dilediği kadar farz, vacip, sünnet, kaza namazı, cuma ve bayram namazı kılabilir, Kâbe’yi tavaf edebilir ve Mushaf’a dokunabilir.6 Ancak özür sahibinin abdesti namaz vaktinin çıkmasıyla bozulur. Dolayısıyla yeni namaz vaktinde tekrar abdest alması gerekir.
İmam Şâfiî’ye göre özür sahibi kimsenin bir namaz vakti içinde kılacağı her farz namaz için ayrı ayrı abdest alması gerekir. Zira onun abdesti kıldığı namaz bitince son bulmuş olur. Bu abdest ile dilediği kadar nâfile namaz kılabilir.7
İlave malumat için lütfen bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/ozur-abdesti-niyeti
İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/166
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu
Kâsânî, Bedâî’, 1/28, 29; Merğinânî, el-Hidâye, 1/34; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/305
İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 1/305-306
Buhârî, Vudû’, 63 [228]
Merğinânî, el-Hidâye, 1/34,
Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, 1/282, DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU