Soru

Dünya'nın Hadislerde Lânetlenmesinin Hikmeti / Dünya'nın Üç Yüzü

Beşinci Remiz: Beş Nokta’dır. Birinci Nokta: Ehl-i dalâletin vekili der ki: “Ehâdîsinizde dünya tel‘înedilmiş. ‘Cîfe’ ismiyle yâd edilmiş. Hem bütün ehl-i velâyet ve ehl-i hakîkat dünyayı tahkîr ediyorlar. ‘Fenâdır, pistir’ diyorlar. Halbuki sen bütün kemâlât-ı İlâhiyeye medâr ve huccet, onu gösteriyorsun ve âşıkāne ondan bahsediyorsun.” Bu kısmı açıklar mısınız?

Tarih: 9.01.2025 11:08:32

Cevap

Birinci nokta: Ehl-i dalâletin vekili der ki: "Ehâdisinizde dünya tel'in edilmiş cîfe ismiyle yad edilmiş. Hem bütün ehl-i velâyet ve ehl-i hakikat dünyayı tahkir ediyor, 'Fenadır, pistir' diyorlar. Halbuki, sen bütün kemâlât-ı İlâhiyeye medar ve hüccet, onu gösteriyorsun ve âşıkane ondan bahsediyorsun."[1]

Bazı hadis-i şeriflerde değersizliği, kıymetsizliği ve faniliği yönüyle dünya, lânetlenilmiş ve leş olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca bazı kaynaklarda, muhakkik ve velîlerin sözlerinde dünya tahkir edilmiş, yerilmiştir. “Fena, Pis” denilmiştir. Halbukî Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ise Cenab-ı Hak’ın isim ve sıfatlarının tecellilerinin görüldüğü yer, ahiretin tarlası olması, Allah’ın sanatlarının görüldüğü yer vb. olmak cihetiyle dünyadan överek bahsetmiştir.  Bu iki farklı perspektif çelişkili olarak gözükmektedir.

“Eğer dünya, Allah katında sivrisineğin kanadı kadar bir değere sahip olsaydı, Allah hiçbir kâfire dünyadan bir yudum su bile içirmezdi.” [2],

Allah mümin kulunu dünyadan korur, tıpkı sizin hasta birisini sudan koruduğunuz gibi”[3],

“Dünya kimden eksiltilmişse o onun için hayırdır”[4],

“İstemez misin dünya onların olsun âhiret bizim olsun”[5] vb. birçok hadis bunlardan bazılarıdır. Ancak Bediüzzaman Hazretlerine göre bu tarz ifadeler; dünyanın pis, fena ve geçici yüzü içindir. Zira Üstad Hazretleri dünyanın üç yüzü olduğunu ifade etmiştir.

Birincisi: Allahın isim ve sıfatlarının eserlerini gösterdiği, sergilediği bir yerdir. Bu yüzünde ilahi isim ve sıfatları tanımak için ne kadar ileri gidilse kemalata vesile olur. Bu yüz güzeldir ve sevilmeye lâyıktır.

İkincisi: İnsanın ahiretini kazanması için bir tarladır. Bu yüzde de insan ahiretini kurtarmak, nurlandırmak için ne kadar salih ameller işlese kemalata vesiledir. Bu iki noktada ilerlemekte hiç bir mahsur yoktur. Bu yüz de güzeldir ve sevilmeye lâyıktır.

Üçüncüsü: Alllah'ı unutturan, ahireti hatrlatmayan  gayr-i meşru zevklerdir ki bunlar fani, kaybolmaya mahkum, devamlı olmayan, lezzetin arkasından keder veren yüzüdür ki istenmeyen, hadislerde kötülenen yüzüdür.


[1] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s.296

[2] Tirmizî, Zühd 13.

[3] Mübârekfurî, Tuhfetu’l-ahvezî bi şerhi., c. 6, s. 503.

[4] Ali el-Muttakî, Kenz-ül-ummâl sünen-ül-akvâl vel-ef ’âl,, Müessesetu’r- Risale 1981, c.3, s.196.

[5] Ebu Avane, Yakub b. İshak b. İbrahim en-Neysaburi, el-Müstahrec, Beyrut, 1998, c.3, s. 166.


Yorum Yap

Yorumlar