14. Lem'a’nın 1. makamının 3. vechinde geçen burçlar meselesini açıklar mısınız?
Bu vecihte anlatılan şudur:
Bilindiği gibi dünyanın iki hareketi vardır. Kendi etrafındaki dönüşüyle günler, güneşin etrafındaki dönüşüyle de seneler oluşur.
Büyüklüğü sebebiyle, Dünyanın bu iki hareketi gözle görülemez. Onun yerine güneş hareket ediyormuş gibi görünür. Günlük harekette, güneş doğudan batıya seyahat ediyor gibi görünürken; senelik harekette, mevsimler değiştikçe, yazdan kışa kuzeyden güneye, kıştan yaza güneyden kuzeye yer değiştiriyor gibi görünür. Güneşin bu görünüşteki yer değiştirmeleri, gerçekte dünyanın iki hareketinden kaynaklanmaktadır.
Eskiden insanlar dünyanın sabit olduğunu ve güneşin dünya etrafında döndüğünü sanıyorlardı. Mevsimlerin ise güneşin gökyüzünde yazın en tepe noktaya çıktıktan sonra kışa doğru yavaş yavaş en aşağı noktaya doğru kaymasıyla oluştuğunu düşünüyorlardı. Zaten çıplak gözle görülen de budur.
İşte eski astronomi anlayışına göre güneş, gökyüzündeki senelik yer değiştirmesinde yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı kaydıkça her ay başka bir burcun gökyüzündeki mevkiinin hizasına gelir. Yani her 30 derece kaydıkça yeni bir burca girmiş olur. Görünüşe göre durum budur.
Yeni astronomiye göre ve hakikatte ise güneş merkezde olup dünya onun etrafındaki yörüngesinde dönmektedir. Öyleyse her ay yeni bir burca giren güneş değil dünyadır. Yani dünya yörüngesinde ilerledikçe her ay bir mevkide, güneşle yeni bir burç bir hizaya gelmiş görünmektedir.
İşte Peygamber Efendimiz (sav) “Dünya öküz üzerindedir” ve “Dünya balık üzerindedir” buyurmakla, aslen dünyanın döndüğü gerçeğini bildiği için, yörüngesindeki yolculuğunda, bir seferinde boğa burcu mevkisine geldiğine, diğer bir seferinde de balık burcunun mevkisine geldiğine işaret etmiştir.